Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
hilaltas
Bu haber 4884 kez okundu. | Kategori : GÜNDEM
Haberin Tarihi :   12 Mayıs 2013 - 10:49

Yaylalarda Can ve Mal Güvenliği Yok mu?

Büyüt
Küçült
Yaylalarda Can ve Mal Güvenliği Yok
Giresun'da yaylacıların can ve mal güvenliği endişeleri her geçen gün artıyor.

Devletin asli görevlerinden biri, ülke sınırları içinde nerede yaşarsa yaşasın vatandaşının can ve mal güvenliğini güvence altına almaktır. Ancak ülkemizde bazı bölgelerde mal ve can güvenliği konusunda devletin büyük eksiklerinin olduğu görülüyor.

Özellikle insanların aklına adı terör ile anılan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki insanların can ve mal güvenliğinin uzun yıllardır sıkıntıda olduğu akla gelecektir ve bu düşünce aslında doğrudur. Hatta en son Hatay`ın Reyhanlı ilçesinde yaşanan terör saldırısı, ülkemizde vatandaşların can ve mal güvenliği konusunda sürekli bir risk altında olduğunu da bizlere göstermiş oldu.

Karadeniz Bölgesi’nde hayvancılıkla geçinen yaylacılar arasındaki bazı ufak tefek anlaşmazlıkların, ciddi adli boyutlara ulaştığı; can ve mal güvenliği risklerini de beraberinde getirdiği gözleniyor. Artık bazı kendini bilmezler; aynı yaylada bulunan komşularını istemediklerinden dolayı, yayla evlerini yıkarak kullanılamaz hale getiriyorlar. İnsanlara zarar veren bu kişilere devletin cezai yaptırımlarının yıllardır uygulanmaması ve evi yıkılan vatandaşların yeni ev yapması durumunda, yeni evlerinin de tekrar yıkılma tehlikesinin devam ettiği ifade ediliyor.

Bu sorunların bir örneğine Giresun’un Karagöl Yaylası’nda şahit olduk.

Giresun’un Bulancak İlçesi Tekmezar Köyü’nde ikamet eden Şirin Bulduk, Karagöl Yaylası’ndaki evinin kimliği belirsiz kişiler tarafından üst üste 2 kere yıkılmasıyla derme çatma yaptığı barakada zor şartlarda yaşıyor.

Kızılev Köyü Karagöl Yaylası Derecikalan Mahallesi Hüseyin Ağa Yaylası (Saz Oba) 617 ada 3 nolu adreste ikamet eden ailenin dramı, 1986 yılında aldığı bir ev ile başladı.

Bulduk Ailesi, yaşadığı sıkıntıları ve yayladaki komşularının kendilerine verdiği zararları anlattı.

1953 yılından beri yaylacılık yaparak,  geçimini hayvancılıktan kazanan ve 1986 yılında aldığı ev ile yaşantısı değişen Bulduk Ailesi’nin dramı yürek burkuyor.

İktidar iddiası ile seçime giren birçok milletvekili adayının elektrik ve su çalışması yapılacağı vaadinde bulunduğu Hüseyin Ağa Yaylası’nda (Saz Oba) hâlâ elektriksiz ve susuz hayat şartlarında yaşamanın yanı sıra, bazı kanun tanımazlar tarafından yayla evi yıkılarak zor durumda bırakılan Şirin Bulduk; “Buradan sizin aracılığınızla yetkililere seslenmek istiyorum. Bir kere gelip burada bizlerin ne kadar zor bir durumda bırakıldığımızı görsünler. Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarının bizim can ve mal güvenliğimizi sağlamasından başka bir şey istemiyorum” dedi.

Uzun yıllardır yaylacılık ve hayvancılıkla ailesinin geçimini sağlayan Şirin Bulduk; kimseyle husumet içinde olmak istemediğini, sadece ailesinin rızkı için yaylaya çıktığını ama kendi tapulu arazisine yaptığı 2 evi de kimliğini bilemediği bazı kişilerin yıkmasından dolayı çok zor durumda kaldığını belirtti.

Şirin Bulduk, can ve mal güvenliğinin sadece il ve ilçe merkezlerinde değil; Türkiye’nin her köşesinde sağlanması gerektiğini; eğer bu sağlanmazsa devletin sağlayamadığı can ve mal güvenliğini, insanların kendilerinin sağlamaya çalışmasının toplumsal huzuru bozacağını ifade etti.

Sadece kendisinin değil; Karadeniz’de ve Türkiye’nin birçok bölgesindeki yaylacıların benzer sıkıntılar çektiğini ancak devletin bu sorunlarla nedense çok da fazla ilgilenmediğini belirten Şirin Bulduk; tepkisini şu sözlerle dile getirdi:

“Hüseyin Ağa Yaylası’nı babam İbrahim Bulduk; zamanın yayla beylerinden aldı. Yaylamızda, 576 hisseden 145 hissesi bize ait. Babamın burada 22 hektar 2800 metrekare yeri var. Uzun bir zaman önce Kadastro’dan bir yetkili bana; ‘Yerini ayırıp sana verelim ’dedi. Ben de; ‘Biz burayı müşterek aldık. Böyle idare edeceğiz’ dedim. 1986 yılında yaylamızdaki hazır yapılı bir ahşap evi aldım. 1999 yılında evimi yakarak yıktılar. Mahkemeye verdim. Bilirkişi raporuna göre eve yakanlar tespit edilemediği ve delil yetersizliğinden beraat kararı verildi. O dönemin Bulancak Savcısı bana; ‘Evini 60 metrekare üzerine tekrar yapabilirsin’ dedi. Tüm zorluklara rağman evimi tekrar yaptım.

Türkiye genelinde çok sayıda yaylacı var. Kimi çadırda duruyor. Kimi ise evde duruyor. Burada komşularım 150 balya ot biçiyor. Ama bana gelince; ‘Sen bağlak yapamazsın ve ot biçemezsin” diyorlar. Bana bu engeli koyma hakkını onlara kim veriyor? Ben bu konuda Oba halkından davacıyım. Burada devletin, mağdur vatandaşını koruyan kanununu görememenin üzüntüsünü yaşıyorum.

Bizi burada istemediler. Ben yine de mücadeleme devam ettim. 1999 yılında yakılarak yıkılan ahşap evimin yerine bölgenin aşırı soğuk olmasından dolayı çok zor şartlarda aynı yıl içinde betonarme bir yayla evi yaptım. Kimliği belirsiz kişiler tarafından sanki içinde bomba patlatılmış gibi evimi 2011 yılının kış mevsiminde tekrar yıktılar. Buraya gelme şansımız kışın fazla yok. 60 km’den fazla yolumuz var.  Evimin yıkılmasında davalı olduğum kişilerden şüpheleniyorum. Fakat gözümle görmediğim için bir şey diyemiyorum. 60 metrekare, 4 odalı ve 30 baş hayvan barınağımı da yıkarak; evimi bu hale getirdiler. 2011’de yıkılan evime 2 yıl sonra gelebildim. Benim burada tapum da var. Devlet; Mera Kanunu gerekçesiyle, tapumu iptal etti. Benim burada olmama devlet karşı değil. Sadece burada yaşayan Oba halkı bana karşı...

Ben yaylacıyım ve hayvancılık yaparak ailemi geçindiriyorum. Bu 2 evimi yıkanlar da aile geçindirmek için yaylacılık yapıyorlar. Buradan Giresun Valisi ve Bulancak Kaymakamı’nı göreve çağırıyorum. Ben helal yoldan rızkımı kazanmaya çalışırken benim alın terimle yaptığım evlerim yıkıldı. Siz vatandaşa sahip çıkıp, sorunları çözmek için girişimde bulunmayacaksınız da bize kim yardım edecek? Ya da ben, bana bu yapılan haksızlığa aynı şekilde cevap mı vermeliyim ki, adaleti böyle sağlayalım.

Adalet, bence böyle olmaz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunları var ama yaylalarda geçmiyor mu? Benim istediğim sadece devletin kanunlarının masum vatandaşın haklarını korumasıdır. Bu da zaten Anayasa’da bana verilmiş bir haktır. Ben de bu hakkımı Giresun Valisi ve Bulancak Kaymakamı’ndan talep ediyorum. En azından bu talebi yapma hakkım olduğunu düşünüyorum.

2 evim yıkıldıktan sonra yılmadım ve şimdi ise imkânım yetmediği ve tekrar yıkarlar korkusuyla baraka diye tabir edilen ve tekrar söküp köyüme götürebileceğim yeni evimi 1 günde yaptım. 12 metrekare ve 4 kişi kalıyoruz. Tekrar yıkılır endişesi ile evi aynı yere yapamıyorum.  Maddi durumum da zaten el vermiyor.

Buradan sizin aracılığınızla yetkililere sesleniyorum. Bir kere gelip şu yaşantımı görsünler. Hiç başka bir şey istemiyorum. Evimin son halini yetkililerin gelip görmesini istiyorum.”

Haberin diğer fotoğrafları için TIKLAYIN.

Haber: Hakan UĞURLU





Sayfayı Yazdır
Print Friendly / PDF
Sosyal Paylaşım
Google
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
DİĞER HABERLER
tuncay kara
Bulancak Ajans
SPOR VİTRİNİ
hacamat
Son Yorumlar
Deftere Yaz
Ziyaretçi Defteri
Düşünce ve Önerilerinizi bizimle paylaşın.
1. LİG PUAN DURUMU
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber | https://aydindere.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024
Her hakkı saklıdır. Aydindere.com kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Haberlere yazılan yorumlardan kullanıcılar, köşe yazılarından ise yazarları sorumludur. Copyright © 2009 Sosyal Medya Uzmanı Gazeteler sanalbasin.com üyesidir