İstiklal Gazetesi Köşe yazarı Ziya Sevim bugün yayınlanan ‘’Üreten Tarım için neler yapmalıyız?’’ başlıklı köşe yazısın da ‘’ Tarımda ilerleyip gelişmek için eskiden uygulanan köy enstitüleri tarzında kurumlar kurup, tarım alanında köylümüzü bilinçlendirmeliyiz. ‘‘Unutmayın ki, vatan parçası kıraç ta olsa, çorak ta olsa verilemez! Toprak, Devlet demektir! Toprak, Devletin temelidir!’’ diyerek şuan ki yaşadığımız durumu ve toprağın önemini ilde getiren Türk hükümdarı Metehan’ın ismini kuracağımız enstitüye verelim.’’ dedi.
Üretem mi ? Yok oluş mu ? konferanslarıyla kendisinden devamlı söz ettiren Sevim’in Anadoluyu devamlı gezdiği biliniyor.
İşte İstiklal Gazetesi ekonomi köşesinde yer alan o yazı :
Milli tarım projesiyle yapılan yenilikler güzel fakat yeter mi? Bu sorunun cevabını vermeye çalışacağız.
İlerleyen dönemler de daha fazla ne yapılabiliriz?
-Bir çiftçinin traktöründe %55, mazotunda %67, tohumunda %34, gübresinde %18 vergiyi azaltmamız lazım.
-Binlerce ziraat fakültesi mezunu iş bekliyor, milli tarıma öncelikle bu gençleri işe alarak başlayabiliriz. Bu şekilde hem çiftçimize hem de işsizliğe çözüm oluruz.
- Bizim köylü Süleyman amca ‘’kahrolsun İsrail’’ derken yine aynı Süleyman amca İsrail tohumunu ekiyor ve bu tohumdan üretilen ürünleri yiyor. Unutmayalım. Yerli gübre, yerli tohum, yerli tarım ilaçları ile ilgili çalışmaları acilen başlatmalı ve bu alanlara yönelik yatırımları artırmalıyız.
-Tarımda pazarlama eksiklerini gidermeliyiz. Bu konuda örnek vermek gerekirse; dünya fındık üretiminin %85'i Türkiye’de, yıllık ihracatımız ortalama 2,3milyar dolar, fındığı markalaştırıp Nutella yapan Ferrero'nun cirosu 11milyar dolar, fındığın büyük çoğunluğunu biz üretiyoruz fakat yararlanan başka ülke ve ülkeler oluyor.
- Köyden kente göç eden nüfusu, yeniden köye getirmek için çalışmalar başlatalım. Bu en önemli sorunlarımızdan biridir. Büyük şehir yasasıyla 17 bin köyü de mahalle yaptık. Köy üretim demek değil mi?
-Tarımda ilerleyip gelişmek için eskiden uygulanan köy enstitüleri tarzında kurumlar kurup, tarım alanında köylümüzü bilinçlendirmeliyiz. ‘‘Unutmayın ki, vatan parçası kıraç ta olsa, çorak ta olsa verilemez! Toprak, Devlet demektir! Toprak, Devletin temelidir!’’ diyerek şuan ki yaşadığımız durumu ve toprağın önemini dile getiren Türk hükümdarı Metehan’ın ismini verelim.
-Tarım arazilerindeki imar ve inşaat yapımının önüne geçilerek, yaptırımlar uygulayalım.
*
Eskilerde uygulanan politikalar da göz atalım mı?
Kemal Derviş'i hatırlayalım, ilk işi;
1-Şeker pancarı üretimini durdurdu
2-Tütün fabrikalarını sattı
3-Tuz üretimini devletin elinden aldı
Kemal Derviş ile günümüze kadar süren politikalar devam ediyor. Bu politikaları acilen değiştirmeliyiz. Ne yaptığını kısaca ben yazdım. Neler yapmaya çalışmış.
Buna da siz karar verin değerli okuyucular. Tarıma darbe vurmuş mudur? Bu darbeyi önlemek istiyorsak gerçekten, ilk önce IMF ile günümüzden geçmişe tarım politikalarında neler yaptığımıza bakmalıyız ve bu politikaları bir bir değiştirmeliyiz.
*
Geçmiş yazılarımda belirttiğim bir olgu ’’ Dünyada tarım üretiminde sözde, ilklere giren Türkiye'de neden enflasyon vardır ‘demiştim. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımızda tam bu konuya deyindi. Çok geriye gitmeyin biz ne zaman saman, buğday ithal ettik? Varlık içinde yokluk yaşamak buna denir.
*
Ülkemizdeki tarımın kıymetini anlamak mı istiyoruz?
Afrika vb. ülkeler açlıkla savaşıyor.Unutmayalım ve 8 bin yıllık Anadolu tarımının nereye gittiğini araştıralım.Başka bir şey yapmaya gerek yok sadece Afrika ülkelerinin durumunu görmek yeter..