Her sene SILA özlemiyle, Ankara'dan; Amasya Taşova Esençay yollarına düşünce, tatlı bir telaş başlar ve tarifi zor bir sevinç dolar içime, İçimde bir kıpırtılar başlar şiir coşkusuyla yükselir zaptolunmaz duygularım.. AMASYA TAŞOVA ESENÇAY deyince. Kıvrılarak giden tozlu yolları gelir aklıma..ÖZELLİKLERİMİZ GÜZELLİKLERİMİZ VE BÜYÜK AMASYA SEVDASI hatıralarıyla geçer gözümün önünden..
Sevdiklerimize ve doğduğum
topraklara götürür beni..İçim içime sığmaz olur. Derin bir nefes çekerim.
Yine bu sene de öyle oldu. Kısa ama çok
verimli ve güzel geçen, ruhumu doyuran bir seyahatti.
Amasya-Taşova- Esençay’ a indiğimizde ellerimizdeki valizleri Mehmet ağabeylere bırakıp, hemen babamızın ve şehitlerimizin, bütün ölmüşlerimizin yani mezarlık ziyaretlerinde bulunduk ve dualarımızı gönderdik. Allah kabul etsin inşallah.
Karşılaştığımız her eş dost akrabalarla selamlaştık hal hatırlar soruldu. Selamlar salındı oranın havası bir başka “hadi gel bize gidek bir çay içek, mutlaka gel “ demeler o yorgun bedenlerin ve yüzlerine düşen her çizgide bir başka ifade vardı. “Biz akrabayız” demeler yani sahip çıkmalar bunlar hiç bir yerde bulunmayan özelliklerdir. İnsanın hasret duyduğu duygulardır.
Ertesi gün kendi bahçemize, bağımıza yani babamızın ellerinin ve emeklerinin dokunduğu izlerinin olduğu yerlere. Meyvelere, cevizlere, fındık ağaçlarına bunun kıymetini ancak bilenbilir. “Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur” ne kadar yerinde bir söz. Yine de Rab’bimin nimetlerine şükredip verdiğini aldık. Cevizleri Cafer-Fatma çiftinin yardımlarıyla gerçekleştirdik.
Buz gibi Hacıdere’nin suyundan kana kana içtik. İşimizi bitirdikten sonra da Esençay Ortaöğretim okuluna yani benim üçe kadar okuduğum okulumu ziyaret ettim. Değerli hocalarımızla “Amasya Sevdası” projem ile ilgili bilgi alış verişinde bulunduk ve Amasya Sevdası projeme desteklerini istedim. Çok teşekkürler değerli hocalarımıza. Belediye ye vergimizi verdik, akrabaları ve şehit ailesini ziyaret ettik. Gönüller yorgun, kırgın bir o kadar da onurluydu omuzları “ Vatan sağolsun” diyorlardı. Akrabamız olan şehidimizin anne ve babasına sabırlar dileyerek ayrıldık. Yine bütün cadde ve evlerde ay yıldızlı bayrağımız asılıydı. Zaman kısaydı yapmamız gereken işler vardı.
Kışlık yiyecekler temin edildi.
Her güzel şeyin bir sonu varmış. Ankara ya dönüşte 3-4 saat vaktimiz vardı. Taşova’ya geldik. Çok değerli Ed. Öğretmeni ağabey gibi sevdiğim şairimiz. Sn. Ömer CELEP ‘e telefon ettim. Uygunsanız görüşmek istediğimi belirttim. O mütevazi, beyefendi kişiliği ve edebiyatta ve şiir de bilgi birikimi olan ve “Ayağa Kalk Sakarya” Necip Fazıl’ın o gür sesiyle okuduğu zaman ben gerçekten ayakta dinlerim kendilerini. Beni kırmayıp davetimi kabul ettiler.
Taşova otobüs terminalinin çay salonun da 2 saate yakın görüştük. Sanatsal olarak çok verimli geçti değerli hocamızın engin bilgilerinden yararlandım. Şiirsel sohbette beni yeni yazdığım bir şiirin “Zaman gardiyan olmuş” hiç duymadım ve bunu kullanmak isterim dedi. Elbette kullanabilirsiniz değerli hocam. Amasya Sevdası şiirini Sn.Hikmet Okuyar’ın projeme destek için yazmış olduğu şiiri yorumladık. Amasya Sevdası’na desteklerini istedim. Sağ olsunlar destek vereceklerini söylediler. Hatıra fotoğrafı çektirdik. Ve ayrıldık. Çok teşekkürler üstadım, hemşehrim, beyefendi insan Sn. Ömer CELEP.
Taşova pazarını gezerken, gözüme bir tezgah ilişti. Orada şunu yazıyordu çok duygulandım. “ÇITIR ESENÇAY ELMASI” bir zamanlar merhum Belediye Başkanı İlhan Arduç beyin emeklerindendi sanırım. Ruhunuz şaad olsun. Gitme zamanı gelmişti. Burukluk çöker içime her otobüs hareket ettiğinde geçmişimden, geleceğime doğru yol alıyorduk sevgili kardeşim Canan ile birlikte.
Ankara’ya dönüşümüzde başka bir sevinç olurdu annemize kavuşmak.
Bütün Esençay ve okurlara selam ve saygılarımı gönderiyorum.
Müzeyyen KESKİN
Amasyaşat Başkanı