GİRESUN, KUR’AN’IN ANLAMI İLE BULUŞTU
Kur’an’ın Anlamıyla Buluşmak Platformu tarafından organize edilen konferans Giresun Kültür Sitesi’nde yapıldı. Samsun ve Ordu’dan sonra Giresun’da da konferans veren Kur’an’ın Anlamıyla Buluşmak Platformu’na Giresun Eğitim, Kültür ve Sosyal Gelişim Derneği ana destekçi oldu ve konferansın Giresun’da icra edilmesine büyük katkılarda bulundu. Ayrıca Akra FM ve Eğitim Bir-Sen’de konferansa destek oldular.
Konferans İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim okunması ile başladı. Daha sonra Kur’an-ı anlamak ile ilgili bir video gösterisi sunuldu. Bu videoda yapılan bir anketin sonuçları da açıklandı. Ankete göre Türk vatandaşlarının % 94’ünün evinde Kur’an-ı Kerim var. %37,6’sı Kur’an-ı Kerim’i Arapça olarak okumasını biliyor. Sadece % 4,9’u anlamını merak ediyor ve düzenli olarak Kur’an-ı Kerim’e vakit ayırıyor. % 52’8’i fırsat buldukça, % 25’i çok seyrek, % 17,9’u sadece mübarek gecelerde Kur’an-ı Kerim’i anlamak için eline alıyor. Video gösterisinin ardından Giresun Eğitim, Kültür ve Sosyal Gelişim Derneği Başkanı Nihat Yayla bir selamlama konuşması yaptı.
Konferansın konuşmacısı Hasan Tahsin Feyizli kürsüye geldi. 1925 Kırşehir doğumlu olan Hasan Tahsin Feyizli, Türkiye’nin ilk İmam Hatip Lisesi mezunlarından. Ayrıca İlahiyat ve Elektrik Mühendisliği Fakültelerinden mezun olan Feyizli, Arapça, Almanca, Flemenkçe ve Fransızca biliyor. Bugüne kadar 165 civarında Kur’an-ı Kerim tefsirini gözden geçirerek Feyzü’l-Furkân Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali kitabını yayınladı.
Hasan Tahsin Feyizli, Kur’an-ı Kerim okumakla; Kur’an-ı Kerim’i anlamak arasında büyük fark olduğunun altını çizerken, şu ifadeleri kullandı: “Bir gün Hz. Aişe Validemiz, Hz. Muhammed’e sormuş ki; “bugün hava yağmurlu değilken, senin üzerin neden ıslandı.” Hz. Muhammed Efendimiz de; “Bugün bir Sahabemin cenazesine katıldım. O tabutun üzerine öyle rahmet yağdı ki ıslanmamak mümkün değildi.” İşte sayın dinleyiciler. Bizler de inşallah Kur’an-ı Kerim’in rahmeti ile ıslanırız da Cennet’i hak eden kullardan oluruz. Kur’an bizim her şeyimizdir. Gerçi duvara asmışız, ya Ramazan’da okumuşuz, ya mevlitlerde okumuşuz, ya da ölülerimizin ardından okumuşuz. Ama Allah (C.C.) Kur’an-ı Kerim’i sadece bu durumlar için göndermemiş. Kur’an-ı Kerim bizim hayatımızın tamamını kapsamadıkça gerçek manada O’ndan istifade edememiş ve zarara uğramış kullardan oluruz. Ama gençliğin gidişatını son dönemde zarardan kâra döndüğünü görüyorum. Çok üstü düzey olmasa da gidişat bizlere umut veriyor. İnşallah daha da iyi olacak. Kur’an-ı Kerim ruhlara şifadır. Vatandaşlarımız da bu şifadan en iyi şekilde istifade etmelidir.
Kur’an-ı Kerim, üzerinde hiçbir zaman tartışma olmayacak ve şüpheye yer olamayan Allah (C.C.) sözleridir. Kur’an-ı Kerim okurken şunu iyi bilin ki; siz o sırada Allah (C.C.) ile karşılıklı konuşuyorsunuz. Ona göre Kur’an-ı Kerim’e saygı ve hürmet gösterin. Kurallarına da kayıtsız şartsız inanırsanız gerçek iman edenlerden olursunuz. İki komşu kadın sokağa gezmeye çıkmışlar. Biri ne bulduysa sürmüş sürüştürmüş, kendince güzelleşmiş; diğeri de dönüp bakılmayacak bir halde sokağa çıkmış. Süslü kadın, süslenmeyen kadına; “Bu ne hal. Bu şekilde sokağa çıkılır mı? Neden böyle çıktın?” demiş. Süslü olmayan kadın da; “Benim 1 tane kocam var. O yüzden sokağa böyle çıktım.” Kur’an’da bu iffet konusu var. Eğer okurken anlamak için okursanız tabii ki. Sadece anlamadan Arapçasını okuyup tozlu rafa geriye bırakırsanız size hiçbir faydası olmaz.
Modern Batı dediğimiz yaşam biçimini ülkemize yerleştirmeye çalışıyorlar. Bu yaşantıda Allah insanın hayatına karışamaz düşüncesi vardır. Bu düşünce tarzı Müslüman Türk Milleti’ne uymaz, uyduramazsınız. Muhakkak ters tepecektir, tepmeye de başlamıştır. Allah’a şükürler olsun. İslam olmadan Türklük olmaz. İslamsız Türk, susuz akvaryumdaki süs balığı gibi çaresiz ve dinsizlerin elinde oyuncak olur. Küçük çocuklara soruyorlar: “Büyüyünce ne olacaksın?” Çocuk ta; “Büyüyünce polis olacağım, doktor olacağım” diyorlar. Başka bir konferansta küçük bir çocuğa sordum: “Büyüyünce ne olacaksın?” cevap ne olsa beğenirsiniz: “Büyüyünce iyi bir Müslüman olacağım.” Ben de karşılık olarak; “meslek olarak ne yapacaksın?” dedim. O da bana; “İyi bir Müslüman olayım da gerisi kolay” dedi. Benim bile aklıma gelmeyecek bir cevabı küçücük çocuktan duymak beni çok memnun etti. Sokaklardaki serseri çocukları, içki içen çocukları, zina yapan çocukları da bu millet yetiştirdi. Neden yetişti bu hayırsız çocuklar? Tabii ki Kur’an-ı Kerim terbiyesinden nasibini alamamış çocuklar. Şimdi bakıyorsunuz hapishaneler ağzına kadar mahkûmla dolu. Allah’tan korkmayan adam kuldan utanır mı? Kur’an-ı Kerim’i eline almayan adam da Allah’tan korkar mı? Korkmaz.
Kur’an-ı Kerim bizim kullanma kılavuzumuzdur. Nasıl insan olmamız gerektiğini bize anlatan bir kılavuz. Tıpkı aldığınız beyaz eşyanın nasıl kullanılacağını anlatan kullanma kılavuzu gibi. Allahü Teâlâ size değer veriyor. Çünkü size ömür veriyor, sağlık veriyor, rızık veriyor, aile veriyor, para veriyor. Bunlar yetmezmiş gibi dünyada nasıl yaşayacağını, neyin iyi neyin kötü olduğunu anlatan Kur’an-ı Kerim’i sana gönderiyor. Peki, ne istiyor? Sadece nimetlerine şükretmenizi istiyor. Arabanız arızalansa, biri de gelip arabanızı kenara iterek sana yardım etse adama nasıl teşekkür edeceğini şaşırırsın. Allah’ın sana nimetleri arabanı iten adamdan daha mı azdır ki O’na neden sırt dönüyorsun? Allah yokmuş gibi bir yaşantı içinde yaşayarak sadece kendini kandırıyorsun. Ölünce mi aklın başına gelecek. Kabrinin azap çukuru olmasını istiyorsan Kur’an-ı Kerim ile kabrini aydınlat. Tıpkı evinizde tavana astığınız avizeler gibi. Evinize verdiğiniz değeri, kabrinize de verin. Çünkü orada daha uzun süre kalacaksınız.
Benim 3 İ diye tabir ettiğim bir konu var. İnsan İslamlaşınca İnsanlaşır. İslamlaşmamış tam manası ile insan olamaz. Çünkü hayvanları düşünün. Ne için uğraşırlar. Karnını doyurup, üremeye çalışırlar. Peki, İslamlaşmamış İnsan ne yapar? Karnını doyurup, üremeye çalışır. Öbür dünyayı düşünmez. Tıpkı hayvanlar gibi. Ama insan ile hayvan arasında bir fark olması için İnsanın mutlaka İslamlaşması şarttır. Bunun da kılavuzu Kur’an-ı Kerim’dir. Ama anlayarak okunan Kur’an-ı Kerim. Anlamadan okunan Kur’an-ı Kerim, dikkatsizce okunursa fotoroman okumaktan bir farkı olmaz. Size de hiçbir faydası olmaz.”
Haber: FATMA UĞURLU