Yücel Başaran ile DAĞLARIN PERÇEMİ ŞEHİR
/ Hikmet Okuyar
Yücel Başaran ile DAĞLARIN PERÇEMİ ŞEHİR / Hikmet Okuyar Yine sisli ve puslu bir havada Şebinkale burçlarından bir sonbahar sonu Kelkit Vadisi'nin cazibe merkezi, tarih kültür sanat şehri, Şiir Şenliklerinin Şöhretler Şehri Şebinkarahisar'ı seyrederken; cehaletle bilgeliğin, yalakalıkla dik duruşların birbirine karıştırlımaması dileklerimi savuruyorum etrafa..
yine Şebinkarahisar Sevdası ile.
İhtişamlı bir coğrafyada üçbuçuk alkış fazla almak için sinsi düşmanlıklara çanak tutmak adına sergilenmek istenen kepazeliklerin rezilane fotoğraf karelerine takılıyor gözlerim. Kelkit Vadisi yamaçlarında hala kulakları çınlatan isyancı kalıntılarının Fatih coşkusu ile Fetih ruhuna besledikleri kin küllerinin alevlendirilmek istendiğinin sırıtıklarını görür gibi oluyorum yarasa bakışların sahte tebessümlerinde.. Boğazlara tıkanan yemeklerin kaşık şıkırtılarında..
Tam da bugünler için yazılmış.. Tam da zamanında yazılmış bir Şebinkarahisarlı Şair Yücel Başaran iletisiyle karşılaşıyorum. Erozyona uğramış çarpık zihniyetlerin rezilliklerini kınamak için 3-5 yakın dost özlemi ile sabırsızlanırken.
Evetlerle hayırların kıyasıya kapıştırıldığı bizimkileştirilenlerle ötekileştirilenlerin arasındaki tozduman ortamların 12 eylül gerginliklerinin seyir defterleri içinde tekrarlanan yok etme tuzaklarına karşı daha bilinçli, daha akıllı daha şuurlu tedbirler oluşturulması tezini geliştirirken; Şebinkarahisarlı Şair Yücel Başaran imzasıyla iletilen ve Erkam Kul mahlasıyla yazılmış; mana derinliği yüksek sanat değeri de yerli yerinde olan ''Dağların Perçemi Şehir '' isimli şiiri okudum içime sindire sindire.. Defalarca. Keşke, tüm Şebinkarahisar, Kelkit Vadisi, Girsesun Yöresi, Karadeniz Bölgesi ve Türkiye sitelerinde, medya yayınlarında yer alsa da özellikle Şebinkarahisar dostları şiirin içindeki gizemliliği bir kez daha hissetse içinde.. diye düşündüm.. Fatih'in 1473'de Şebinkale'den Dünyaya yayınladığı fermanı hatırlayarak.Atatürk'ün 12 Ekim 1924 Karahisar-ı Şarki Vilayeti ziyaretindeki nutkunu yeniden hissederek, duyarak..
Hey heyyyyy Ne günlerdi o günler diyerek.
Dağların Perçemi Şehir isimli şiirde verilen mesajların duyarlılığında..
Dağların Perçemi Şehir
Bakışlarım, sanadır ey şehir Buğulu gözlerim o akşam nehir Dağ lalelerini büyüten sendin Şimdi kokar her yerin kefir
Hüzün damlıyor dağ perçeminden Issız kaldı kurşun yaralı minaren Konakların hasret, şen kahkahalara Boşluğa düşen ahın, şimdilerde atiden
Hayal gibiydin, çok değil daha dün Çatırdayan nal sesleri uyandırdı her gün Yada kayalardan yansıyan ezan sesin Sana gam düştü, seni yakana düğün
Rahle-i tedrisini alanlar şimdi kayıp Farkındalar mı bilmem ama çok ayıp Şehri hercümercler de nesiller yaşatıp Nefesler tüketirler… sensiz günleri sayıp
Geride kalanlar, şimdi öksüz ve hazin Ne şehitlerinin adı kaldı, nede gazin Unutuldu uçup giden isimlerin gibi Kalan mezar taşlarındaki eskimiş yazın
Çeşmelerin hasret şimdi akan suya Dönsen geçmişe olmaz ya! Şimdi rüya Fatih’i, Yavuz’u diksen de karşıma Göz pınarlarım kurumaz onlar mavi hülya
27 . 11 . 2010 Erkam KUL
Netice itibariyle; milyonlarca şiir, müzik, şarkı, türkü, kültür sanat dostu ile paylaştığımız ve ''Yürekten bağlı olduğum mahzun şehir Şebinkarahisar’ıma.. '' ithafı ile yazılmış Erkam Kul mahlaslı DAĞLARIN PERÇEMİ ŞEHİR isimli şiirdeki akisler; salı pazarı telaşı sonrasında daha sakin, daha sağlıklı değerlendirilecek; daha mükemmel şiirlerin yazılıp, arzedilmesine vesile olacak.