Avrupalı fındık alıcısı firmaların çeşitli ülkelerde yeni fındık bahçeleri tesis etmeleri, Türk fındığının fiyat hareketlerine bağlanmakta, fındık fiyatlarının yükselmesinin bir sonucu olarak gösterilmektedir. Bu yaklaşımı son günlerde ulusal basının her köşesinde işlenmesini sağlayanlar, kamuoyunda Türk Fındık Üreticileri ve fiyatları hakkında olumsuz bir ön yargı oluşmasına çalışılmaktadır.
Kamuoyu yanıltılmaktadır. Sergilenen bu yaklaşımda doğru değildir. Son 10 yıldır uluslar arası dev gıda ve içecek firmaları, ürettikleri ürünlerle ilgili hammaddeleri de kendilerinin kontrolünde dünyanın çeşitli yerlerinde üretme uygulamaları yoğunluk kazanmıştır.
Coca cola meyve suyu olarak işlediği bazı meyvelerin üretimini kendisi yapmaya başlıyor. Bu konuda ilk projesi 2010 yılında Kenya’ da başlatıyor. Kenya’ da yerel üreticilere mango ve passion fruit ürettirmeye başlayacak.
Coca cola’ nın ardından dünya genelinde en fazla tüketilen ikinci içecek konumunda olan Lipton Kenya’nın batısında bulunan Kericho bölgesinde 14 bin hektarlık bir alanda Lipton City oluşturmuştur. Lipton ihtiyacının % 10 unu bu bölgeden sağlamaktadır.
Yine aynı şekilde dünyanın en büyük 5. çikolata üreticisi olan İtalyan Ferrero başta Gürcistan olmak üzere çeşitli bölgelerde kendi ihtiyacında kullanmak üzere fındık bahçeleri tesis etmektedir.
Kısacası bu durum sadece fındığa has bir uygulama değildir. Uluslararası gıda şirketlerinin son 10 yılda geliştirdikleri ve uygulamaya koydukları yeni bir stratejidir. Bu uygulama sayesinde firmalar fiyat ve kalite avantajı sağlamanın yanında rakiplerine oranla daha hızlı hareket edebilmektedirler.
Özellikle fındık ihracatçılarımızın Avrupalı fındık işleyen firmaların belirli ülkelerde fındık bahçesi tesis etmelerini sadece fındığa has bir uygulama gibi göstermeleri ve bu uygulamaya yönelmenin suçlusu olarak Türk fındık üreticilerini göstermeleri ahlaki bir yaklaşım değildir.
Yıllardır ticaret gruplarının fındığın serbest piyasaya bırakılması talebi gerçekleşmiştir. Devlet kendi adına yada dolaylı olarak bir kamu kurumu adına bir fındık alımı uygulamasını 2009 ürünü itibari ile terk etmiştir. Ancak görülmektedir ki fındık ihracatçılarımızın şikâyetleri halen devam etmektedir. Her zaman olduğu gibi bu günde fındık fiyatlarının yüksekliğinden şikâyet etmektedirler. 2008 sezonunda kentali 460 dolar olan fındık bu sene 600 dolarların üzerinde seyrettiği ifade edilmektedir. Tüm kesimler bilmektedir ki; 2009 yılında fındığın az olmasından dolayı bir arz fazlası değil bir arz açığı meydana gelmiştir. Arz açığı olan bir ürünün fiyatının artması da bir serbest piyasa kuralıdır. Ama bakıyoruz bu arkadaşlar bunu da beğenmiyorlar. Fındık ticaret gruplarının yaklaşımlarını anlamakta zorluk çekiyoruz.
Daha dün, ihracatçılar Birliği Başkanı çıktı ve şunları söyledi; ekmeğin 30 cent, bulgurun 5 cent’e satıldığı yerde fındık 10 dolara satılır mı dedi. Şimdi Sayın Başkana sormak lazım, ÇİKOLATA KAÇ CENT ? Fındığın % 85 inin çikolata da tüketildiğini kendileri söylüyor, fakat örnekleri ekmekten, bulgurdan veriyorlar.
Herkes işine baksın! Biz üreticilerin görevi üretmek, alıcıların görevi de üretileni satmaktır. Bizler üretiyoruz. Bugün fındık ihracatı miktar ve parasal olarak arttıysa bu artışın temel nedeni fındık üreticilerinin tırnaklarıyla meydana getirdiği üretim gücüdür.
Hala fındığın % 65’inin sadece kabuğunu kırarak içini ihraç ediyor, geri kalan % 35’lik kısmını da kavurup dilimleyerek püre haline getirmekten öteye geçemiyor ve yüz yıldır fındığın % 85’ini sadece Avrupa’ ya satıyorsak, fındık ihracatçılarımız öncelikle kendilerini sorgulasınlar. Fındık adına attıkları adımın ölçüsü nedir? Fındığı ihraç mı ediyorsunuz? Yoksa Avrupalı alıcıların istediğini kabuğunu kırarak vagonlara koyup 2000 km öteye mi gönderiyorsunuz?
Kısır çekişmeler ne üreticilere nede ticaret gruplarına nede Ülkemize yarar getirmeyecektir. Fındık politikalarında yeni bir başlangıç yapılmıştır, gelin bu yeni yaklaşımın üreticiler ve ticaret grupları açısından eksikliklerini gidererek başta üreticilerimiz olmak üzere tüm tarafların ama öncelikle de Ülkemiz adına maksimum faydayı sağlamanın yollarını araştıralım.
Türkiye fındık ürünündeki gücünü hiçbir zaman kaybetmeyecektir. Taraflar arasında polemiğe yol açacak olan kısır tartışmalar bu gücümüzün önündeki en büyük engel olacaktır. Akbaşlı'nın yazılı açıklamasında Ordu Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necat Avcı'nın da imzası bulunuyor.