Bir ilin insanını en iyi kim tanır. O ilde valilik yapmış insan tanır.

Vali Giresun’da görev yaparken neye şahit oldu.

Giresun = Fındık denklemi yerle bir olurken üzerine ölü toprağı serpilmiş halkın verin yakalım, örtün ölelim hallerine şahit oldu.

Giresun fındık var savar olan bir ildir. Türkiye bugün dünyada on sekizinci büyük ekonomi olduğuyla övünüyorsa bundan en büyük pay fındık bahçelerine alın teri döken Giresunlunun dedesine babasına borçludur.

Türkiye sanayileşmek için satın aldığı makinelerin parasını Giresunlunun ürettiği fındığın ihracından gelen dövizle aldı.

Giresunlu daha düne kadar çocuklarını fındığın parasıyla doyurabiliyor, büyütebiliyor,okutabiliyordu.

Fındığın Giresun için ikinci büyük getirisi gurbette yaşayan, Giresun’un nüfusunun iki katı hemşerilerimiz fındık mevsiminde Giresun’a akıyor.

Bu kadar büyük turizm hareketinde Devlete de bölgeye de bir kuruş masraf yaratmıyor.

Gelenler otel istemiyor, yatırım istemiyor.

Herkes baba ocağını tüttürmeye, yaylalara hayat vermeye geliyor. Hepsi gurbette kazandığı parayı harcamaya geliyor.

Gelenlerin Giresun’a bir ayda bıraktığı parayı Giresun on bir ayda toplayamıyor.

Fındığın birde sosyal dayanışması var. Çoluk çocuğunun ekmek parası için dünyanın dört bir tarafına dağılan akrabalar, arkadaşlar bir araya geliyor. Samimiyetler tazeleniyor, hasret gideriliyor. Kız alış verişi ile akrabalıklar yenileniyor.

Bir ayını Giresun’da fındıkta, yaylada geçiren hemşerilerimiz yüksek moralle, canlı hatıralarla tekrar gurbetin yolunu tutuyor.

İşte Giresun’a hayat veren baş tacımız fındık yerlerde sürünürken Giresun halkından çıt çıkmadığını vali gördü, yaşadı.

Binlerce kamyoncu Giresunluya ekmek kapısı olan limanın Karadeniz de dünyanın en büyük yüzme havuzu gibi boş yatarken Giresunludan ses çıkmadığında vali gördü.

Giresun’un nefes borusu Eğribel Osman Ağa Tüneli21.yüzyılda 150 yıl önce Halil Rıfat Paşa’nın kazma kürkle açtığı gibi durmasına da Giresun halkının çıt çıkarmadığını vali gördü.

Giresun’a hayat veren SEKA’nın bitişine Fiskobirliğin çöküşüne, illerde istihdam yaratan özel sektör işyerlerinin kriz döneminde tek tek kurtarılırken, Giresun’da binlerce hemşehrimizin ekmek kapısının kurtarılmayıp kapılarına kilit asılmasına Giresunlu seyirci kaldı.

Türk tarihinde, dünya tarihinde eşine rastlanmayan destan kahramanları Giresunluların dedeleri GÖNÜLLÜ GİRESUN ALAYLARININ destan kahramanı kumandan ı Osman Ağa’nın her 2 Nisan ölüm yıldönümlerinde 50 Giresunluyla mevlit okutup 100 Giresunluyla anıldığını da vali gördü.

Şimdi bu insaflı vali diyor ki Giresun’a Osman Ağa’nın heykeli yapılıyorsa Tunceli yede isyancı Seyit Rıza’nın heykeli yapılır.

Giden vali biliyor ki beyanatının basında çıktığının ertesi günü bütün siyasi partilerin il başkanı ve yöneticileri bütün sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri on binlerce Giresunluyla kaleye, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk’ün Türk Devletinin, Türk Milleti’ nin ve kendisinin vefa borcunu ödemek için Osman Ağa’ya yaptırdığı Anıt Mezarda toplanıp protesto etmeyecekler.

Gurbetteki bir milyon Giresunlu da ayağa kalkmayacak.

Giden vali onun için busene insaflı davranmış.

2011 yılının 2 Nisanını bekliyordur. Giresunlular 50 kişiyle Osman Ağa’ya mevlit okutur 100 kişiyle anarsa seneye, Osman Ağa anıtmezarına, Sakarya da yarılan cepheyi tutmak için kumandanları Hüseyin Avni Alpaslan’la şehit düşen gönüllü Giresun alayının Çarpıştığı tepeye Büyük Taarruzda şehit düşüp Afyon İscehisar Doğanlar köyünde ki Giresun şehitliğinde yatan dedelerimizin başucuna isyancı Seyit Rıza’nın heykeli yakışır diye bilir.

Bir de Giresun da Osman Ağa’nın torunları meselesi var.

Giresunlu fındıkta, Limanda, Eğribel Tünelinde, Tirebolu’dan, geçmesi gereken demiryolun da,OR-Gİ havaalanında,Seka da yediden yetmişe ayağa kalkıyormuş ta sıra Osman Ağa’ya gelince torunlarına kızıp oturuyormuş.

Osman Ağa’nın torunlarına bende kızıyorum.

Ya siz ne biçim insansınız.

Adınız ne bir yolsuzluğa, karışıyor ne bir devleti soymaya karışıyor, ne magazin basınında bir skandala karışıyor.

Yapın bunları kardeşim,Giresunlu gazete de okusun, televizyonda seyretsin ağzını doldura doldura Osman Ağa’nın torunlarına bu yakışırmıydı diye küfretsin, rahatlasın.

Bunları yapamıyorsanız hiç olmazsa Osman Ağa’ya dedesinden kalan, sizlere de dedeniz Osman Ağa’dan kalan ne kadar yer, yurt varsa satın barlarda pavyonlarda, kumar masalarında harcayın, bitirin sonra Mehmet Akif’in oğlu gibi sefalet içinde yaşayın, köşe başlarında dilenin Giresunlu sizlere acısın. Dedelerimizin destan kahramanı kumandanı Osman Ağa’nın torunları bu hallerimi düşecekti desin.

Siz ne öyle yapıyorsunuz, ne böyle yapıyorsunuz. Hayatınızı her Giresunlu gibi mütevazı yaşıyor işinizle gücünüzle meşgul oluyorsunuz. Bizlerden bir farkınız yok.

Bu durumda bizleri kızdırıyor. Biz Giresunlulara ne küfretme imkânı veriyorsunuz, ne acıma imkânı tanıyorsunuz.

AV. MURAT TOKER

www.giresunoncelikleri.com