Giresun sevdası tüm türkiye tarafından bilinen Av.Murat TOKER' in Giresun dergisinde Bursadan Mektup Başlığı İle yayınlanan yazısında Giresun ve Şebinkarahisarı konu almış..
Küçük adımlar büyük neticeler doğurur
Av. Murat TOKER
Bursa Giresunlular Derneği Başkanı
1975 yılında Bursa’ya geldiğimde Orhaneli ilçesini Şebinkarahisar’a benzetmiştim.
Bursa merkezinden uzakta, Uludağ’ın arkasında arabayla 3,5 saatte gidiliyordu. Kışın Uludağ’a kar yağınca yolu kapanıyordu. Aynen Şebinkarahisar’ın Giresun ile yolu kapandığı gibi.
Orhaneli de Şebinkarahisar’ın Alucra ve Çamoluk’u doğurduğu gibi üç ilçe doğurmuş; Keles, Büyükorhan, Harmancık ilçelerini.
Orhaneli’nin akıllı yerel yöneticileri 40 yıldır ayni türküyü söylediler: Yol, yol, yol…
Her gelen iktidara Bursa’yla arasındaki bir tepeyi düzleştirdiler.
Bugün Bursa ile Orhaneli arası yaz kış 35 dakikaya indi. Artık kışın yol kapanmıyor.
Türkiye’nin 4. Büyük şehri Bursa cumartesi, pazar günleri Orhaneli’ne akıyor. Yüzlerce alabalık lokantasında, yüzlerce et mangal lokantasında oturmaya yer bulunmuyor.
Yol ile beraber Orhaneli’ne aş geldi, iş geldi. Yol işi hallolunca çorap sanayi girdi. Orhaneli artık tersine göç alıyor.
Bursa’da dikkatimi çeken ikinci küçük adım da Uludağ’ın eteklerine Osmanlı döneminde onbinlerce kestane ağacı dikmişler. Uludağ’ın eriyen kar suları sel olup Bursa’yı basmasın diye. Bu kestaneler hayrat.
Bugün binlerce ailenin geçim kaynağı ihtiyacı olan herkes Uludağ’a kestane toplamaya gidiyor. Çocuklarının okul masraflarını, kışlık ihtiyaçlarını topladığı kestanelerin parasıyla karşılıyor.
Biz ortaokulda öğrenciyken tarım dersi hocamız Şebinkarahisarlı (Allah rahmet eylesin) Faruk Eroğlu pratik zekâsıyla Şebinkarahisar’ın ağaçlandırılmasına çözüm bulmuştu.
Her yıl her öğrencisine belediyenin yol kenarına ayırdığı ağaç dikilecek yerlere bir ağaç diktirirdi. Ağacı diken öğrenci 5 almayı garantilemiş olurdu. Ağacına iyi bakar tutturur, filiz verdirirse 10 alırdı.
Şimdi 60 yıldır yerel yöneticiler okullardaki öğrencilerle işbirliği yaparak, artık ağacı kalmayan ceviziyle öğündüğümüz Şebinkarahisar’ın belediye sınırları içindeki bütün yol kenarlarına, Tamzara, Avutmuş, Şusehri, Alucra, Giresun yollarının iki tarafına ve gurbetteki köy dernekleriyle işbirliği yaparak köy yollarına ceviz fidanı ektirseydi, acaba şimdi Şebinkarahisar’da kaç bin ceviz ağacı olurdu. Bu cevizlerin geliri kaç bin ailenin göçünü durdururdu.
İyi yöneticilerin yönlendirdiği Şebinkarahisar halkı 60 yılda makinasız kazma kürekle Eğribel tünelini açar Karadeniz’e çıkardı kaderini değiştirirdi.
60 yıl geç kalınmış olsa da yeni seçilen Belediye Başkanı Sayın Şahin Yılancı’nın önünde iki yol var. Birincisi, oy aldığı siyasi partinin ve aldığı 2700 oyun Belediye Başkanı olacak. Hiç bir iz bırakmadan görevini tamamlayıp gidecek.
Veya kendisine oy veren, vermeyen bütün Şebinkarahisarlılar’ın ve en önemlisi gurbette yaşayan müteşebbis yüz binlerce Şebinkarahisarlı’nın da belediye başkanı olacak. Gurbetteki büyük gücü de arkasına alacak ve Şebinkarahisar’ın kaderini değiştirecek. Kalıcı eserlerle iz bırakacak.
Bir şey istiyorsan önce kendin inanacaksın. Belediye Başkanı bütün siyasi partilerin ilçe başkanlarının ve Şebinkarahisar’daki ve gurbetteki sivil toplum kuruluşlarının başkanlarının da içinde olduğu “Eğribel Tüneli’ni Açma Derneği” kurmalı. Her yıl gurbetteki hemşehrilerimizin de yoğun olduğu bir ayda bütün ulusal basın davet edilerek miting şeklinde kazma kürekle çalışma başlatmalı.
Ulusal basına haber olmalı. Şebinkarahisar halkının kararlılığını gören siyasiler ve devlet yöneticileri ilgisizliklerinden utanmalı.
Tünel’in ağzı kabul edilen çalışmaların başladığı yerde Şebinkarahisarlılar’ın mahalli yemeklerinin yapıldığı lokantalar açılmalı, kır çay bahçeleri açılmalı.
Tünel’e çalışmaya ve Pikniğe gelen hemşehrilerimizin tünelden kopardığı taş parçalarını derneği mühürlü şeffaf torbasına koyup İstanbul’a, Ankara’ya, Bursa’ya götürmeli. Çocuklarına “Benim Eğribel Tüneli’nde alınterim var bu taşı oradan kopardım” demeli.
Yine aynı dernek ve belediye işbirliği ile Kale Şebinkarahisar’ın sembolü cevizOrmanı olmalı. Kalede tespit edilecek çukurlara taşınmak üzere kalenin dibine konulacak 3-5 kiloluk poşetlerdeki tarım toprağı koymalı kaleye çıkan her hemşehrimiz o toprağı tespit edilen çukurlara taşımalı.
Kalenin ceviz ormanı olmasına her hemşehrimizin alın teri karışmalı ki, dikilen ağaçlara herkes gözü gibi baksın.
Unutmayalım ki, “ taşı delen suyun şiddeti değil damlaların sürekliğidir”.
Rizeli’nin kaderini değiştiren; seçilen milletvekilleri, bakanları, çıkardığı başbakanlar değil , Rize’ye çay tarımını getiren ziraat mühendisi Hemşehrileri Zihni Derin olmuştur. .....