Dünyada ortak bir coğrafyada yaşayan insanların ortak milli bir hedefte birleşerek harika bir özgürlük sonucuna ulaştığı örnek bir kurtuluş hareketinin başlangıcının temeli ve yürütücüsü olarak görülmekte ; Türkiye Büyük Millet Meclisi.
Yaşadığımız arzda kurtuluş mücadelesini yöneten, ülkesini bağımsızlığa kavuşturan ve yeni bir devlet kuran başka bir meclis yoktur. Bu özellikler meclisimize ismiyle anıldığı gibi bir üstünlük sağlamaktadır.
İlk önce 15 Haziran 1920’de toplanan parlamentonun isminin çözümlenmesi gerektiğine karar verilmiş,o tarihten sonra “ Büyük Millet Meclisi” adı kalıcı bir duruma gelmiştir. Daha sonraki yılda meclisin açılışı milli bayram olarak ilan edilmesi için çıkarılan kanunla Türkiye eklenmiştir.
Anadolu’da ikamet eden Müslüman halkların birleşerek, herkes kendi bölgesinde birbirlerine destek vererek vatanın kurtarılması, ülkesel sosyal ve kültürel bağımsızlığın elde edilmesi amacıyla hareket etmenin bir toplantısıdır. Toplantının samimiyetinin azami düzeyde göstergesi de; mükemmel bir sonuca ulaşmanın gereği olan birleşme, destekleme gibi ilkeleri hayata yansıtan ismi gibi büyük bir meclis olmasıdır.
Türkiye sınırlarındaki sayısal çoğunluğa sahip Türkler ve diğer azınlıkta ki İslam toplumlarının kendilerine güvenmelerine imkan sağlayan vatanlarını işgal eden düşmanlara karşı mücadele etme duygularını ortaya çıkaran ve artıran, yüce Rabbimizin hediyesi hak dinlerini yaşamak için gerekli toprağı korumada en önemli adımı attıran bir toplumsal hareketin başlangıcıdır.
Anadolu gibi bereketli bir toprakta ikamet eden biz Müslümanların hem dinimizi hem ahlakımızı hem de kültürümüzü en güzel şekilde yaşamamız için bu vatanı korumak en önemli görev addedilmelidir ki; bu görevi atalarımız mükemmel bir şekilde gerçekleştirdikleri ortada gözükmektedir. Bizlerde aldığımız bu emaneti ilk günkü 23 Nisan 1920 tarihindeki heyecanla samimi duyguları yansıtan dualarla yaşatıp korumalıyız.
Anadolu Gençlik Derneği katılımcıları olarak bizlerde ilk açılan Büyük Millet Meclisi’nin açıkladığı ilkelere haykırmak, değerlerimizi korumak, dinimizi yaşamak noktasında üzerimize düşen görevi azami gayretle gerçekleştirmek hususunda dünya ile ve nefsimizin kötülükleriyle mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu mücadele sonunda dünyaya barışçıl bir şekilde hakim olacağımızda ortadadır.
M. Kemal Müniroğlu