Tuzu kuru olanlar Bu yazıyı okumasın.
Yerel seçim çalışmaları başladı. İktidar yaptığı icraatları, muhalefet yapacağı muhalefet yerine havanda su dövme işlerini anlatmaya başladı.
Şu ana kadar talip oldukları koltukta yapacakları projeleri anlatamayan bir muhalefet izliyoruz.
Sayın başbakanımız her gittiği ilde, ilçede, geçtiği yollarda vatandaşlar tarafından yolu kesilerek gösterilen sevgiye kayıtsız kalmıyor, on bir yıllık icraatlarını bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor. Anlatan memnun, dinleyen memnun.
Sayın Başbakan on bir yıllık iktidarı döneminde işçilerden kesilen ama yıllar içinde yok olan 13,5 katrilyon zorunlu tasarruf fonu,3,5 katrilyon konut edindirme fonu paralarını biz ödedik diyor.
205 bin yeni derslik açtık,99 üniversite kurduk,17 bin km bölünmüş yol inşa ettik,2.213 yeni sağlık tesisi, hastane, sağlık ocağı yaptık.615 bin yeni konut yaptık diyor.
Türkiye’yi üç kattan fazla büyüttük. Milli gelirimizi 230 milyar dolardan 822 milyar dolara, İhracatımızı 36 milyar dolardan 152,5 milyar dolara çıkardık. 23,5 milyar dolar IMF Borcunu ödedik. Merkez bankası rezervimizi 27,5 milyar dolardan 136 milyar dolara çıkardık diyor.
Marmara’yı bitirdik üçüncü köprü inşası devam ediyor. Marmarayın güneyinden araçlar için tünel devam ediyor. İstanbul’a üçüncü hava alanını yaptıracağız, kanal İstanbul projemiz gerçekleşecek. İzmit körfezine dünyanın en büyük asma köprüsünü yapıyoruz inşallah 2017 yılında bitireceğiz diyor.
Türkiye’yi
dünyada savaş gemisi yapabilen on ülkeden biri haline getirdik.
Türkiye’yi kendi tankını, helikopterini, savaş gemisini, uçağını,
roketlerini, piyade tüfeklerini, kendi uydusunu üretebilen ülke konumuna
getirdik. Türkiye’nin dış yardımlarını 3,5 milyar dolara çıkardık.
Moğolistan dan şiliye, somaliden kırıma yoksulların mazlumların
mağdurların yanında olduk onlara sahip çıktık. Darbecileri yargıladık
vs. İcraatlarını anlatıyor, anlatıyor, ülkemizde yapılan her güzel
faaliyete memnun oluyoruz.
Bizlerde sayın başbakanımıza Türkiye
siyasi tarihinde eşine rastlanmamış bir destek verdik, iktidardan
yıpranıp çıkması yerine her seçimden daha da güçlü çıkardık.
Merhum Menderese atılan iftiraların, düzenlenen kumpasların aynısı sayın başbakana karşı yapmaya çalıştılar, inanmadık, yapmaz dedik.
Menderesi astınız, Özalı Zehirlediniz Recep Tayyip Erdoğan’ı yedirtmeyiz dedik. Ayakkabı kutularındaki gömülere iftira dedik, düzmece dedik, biz bu senaryoları 1953 yılında da gördük dedik.
Bakanlarının
ve çocuklarının iş ortaklıklarına, iş takipçiliği yaftasına inanmadık.
Sizi hiç satmadık, size paralel olmadık, ihaleyi alıp karşıtlarına
sandviç taşımadık, Kaldırım taşı sökmedik. Kimsenin kumpasına gelmedik.
Genel müdürlük alıp aleyhinize çalışmadık.16 Aralıkta padişahım çok
yaşa 17 Aralıkta başbakanda suçludur o,koltukta duramaz demedik. 2003 de
nerdeysek, hatta 27 Mart 1994’de nerdeysek 2014 de orda olduk. 27 Mart
1994’de ağırlığımız ne ise 30 Mart 2014’de de aynı ağırlıkta olacağız.
Sizden de beklentimiz bu yönde olacaktır.
Kapı
kapı, eşimize dostumuza, komşumuza, esnafımıza gittik, çalıştık,
çalıştık, çalıştık. One minute dedin bu bize yeter dedik. ABD Başkanı
karşısında elin cebinde durdun, bacak bacak üstüne attın bu bize yeter
dedik.
Ama gel gelelim ki sayın başbakanım Ben işçiyim, ben deniz
emekçisiyim, benim çoluk çocuğum, anam babam, eşim dostum, bayramım,
düğünüm, ölümüm, doğumum, cenazem, mezarım yok. Hiç içimden gelmiyor ama
Ben ne yapayım senin bu yaptıklarını.
Ben bin iki yüz lira aylığa çalışıyorum, yedi yüz lira kiram var çocukların okulu vs ben ne yapayım marmarayı, hava alanını, tüneli, müneli.
Benim sosyal hakkım elimden gitti, halen darbe yasalarıyla, darbecilerin çıkarttığı yasalarla çalışıyorum. Bana ne sizin darbeleri yargılamanızdan. Ülkemde halen darbecilerin anayasası varken, siz Kenen Evreni yargılamışsınız bana ne. Emekli aç, köylü aç, çiftçi aç, bana ne sizin 2023 hedefinizden.
Çalışma hayatıma beklediğim iyileştirme yapılmadı, senede üç ay fiili yıpranma payımı elimden alındı, ben altmış yaşına kadar denize mahkum oldum, ben ne tapim tankı, topu, tüfeği.
Asgari
ücret sekiz yüz lira, en düşük kira altı yüz lira, beni öyle bir yaşam
içinde bıraktınız ki, ben ne yapayım sizin yaptığınız altı yüz elli bin
konutu.
Beni
taşeronun kucağına mahkûm ettiniz, asıl işi yapanda taşeronlaştı ses
çıkartmadınız, halen daha da çıkarmıyorsunuz. İşçinin elinde kalan son
kale kıdem tazminatını da alicengiz oyunuyla elinden almaya
çalışıyorsunuz. Ben ne yapayım sizin ödediğiniz zorunlu tasarruf fonu
parasını.
Her şey dâhil bin yüz lira maaş alıyorum günde on iki ila on dört saat çalıştırılıyorum, beni neden sekiz saat çalıştırtmıyorsunuz. Bir yerlere şikâyette bulunsam daha eve gelmeden işten çıkışım veriliyor. Ben ne yapayım merkez bankasının dolar rezervini.
Şeffaf devlet yapısına geçtik dediniz inandık, güvendik, BİMER’E
derdimizi yazdık. Çalışmamızın, emeğimizin karşılığını falanca şirketten
alamıyoruz dedik. BİMER Bize; şikâyetiniz falanca şirkete iletildi en
kısa zamanda size bilgi verilecek dedi.(FALANCA DEDİĞİ ŞİRKET BŞVURU
SAHİBİNİN ÇALIŞTIĞI ŞİRKETTİ) Bayram arifesinde bize bilgi verildi,
dokuz kişi iş akdimiz fesih edildi. Bana ne sizin şeffaflığınızdan.
Asgari ücret sekiz yüz lira, Otobüs bileti iki lira, çocuğum okul masrafını söylemeye gerek var mı? Ben ne yapayım kurduğunuz 99 üniversiteyi.
Akşam pazar bitince, Pazarda çürük çarık domates, patlıcan, elma, portakal vs yerde ne varsa toplayıp çocuklarım görmeden mutfağa götürdükten sonra siz dış yardımı 3,5 milyar dolara çıkartmışsın bana ne. Etin kilosu olmuş otuz lira ben evime ayda bir kilo et alamayınca bana ne senin somaliden kırıma, Suriye’den Filistin’e yaptığı yardım. Sakın bizi kendini düşünenler olarak bellemeyin.
Bizde umuyor ve bekliyoruz asgari ücret bin yedi yüz lira olsun diye, ben bekliyorum denizcilere yıpranma payı geri verilsin diye. Ben bekliyorum Avrupalı meslektaşlarımla aynı sosyal haklarda çalışmayım diye.
Hadi şimdi tekrar söyleyelim şarkımızı, beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurlarda, beraber olamadık kurulan sofralarda, beraber okuyamadık yurt dışında okullarda, beraber olamadık eşit dağılımlarda, imtiyazlarda.
Birilerine taş yapıdan villa bize iki beden zımba. Şimdi soruyorum yollara berabermiydik biz bu yollarda. Eğer bir hesap varsa ortada alacaklı olan taraf biziz öbür tarafta. Ben 30 Martta da aynı yerde aynı noktada olacağım çünkü benim akdim var.