On sene yargı süreci devam edip sonuçlanmayan davaların sanıkları beraat eden bir ülkede, üç dört senedir yargıtayda bekleyen dosyaların olduğu bir ülkede, özelleştirme iptali için açılan, halen gündeme bile alınmayan davaların olduğu ülkede, yürütmenin durdurulması için açılan davanın bir yıldır görülmediği ülkede, Toplu iş sözleşmesi yetkisi isteğine işveren tarafından yapılan itiraz sonucu mahkemeye intikal eden ve yasada …
Bu tür davaların en geç iki ay içerisinde sonuçlandırılması hükmüne rağmen dört aydır karara bağlanmadığı ülkede, delilleri tamamlanmamış tutukluların mahkemeye çıkacakları günü beklediği ülkede, en küçük bir davanın bile Yargıtay süresi dâhil en az beş yıl beklediği bir ülkede.
Adli tatil yapılması sosyal bir sınıfı sosyal bir sınıfa üstün tutmak deyil midir?
Taşeron adı altında köleleştirilen çalışanların evlenme izini dahi kullanamadığı bir ülkede, Taşeronlaştırılarak köleleştirilen iççilerin senelik izin haklarını kullanamadığı bir ülkede, Taşeron adı altında köleleştirilen çalışanların hafta izini dahi kullanamadığı bir ülkede, Taşeron adı altında köleleştirilen çalışanların aile ve yakınlarının ölümü halinde bile izinlerini zor kullanabildiği bir ülkede, adli tatil beni yutkunduruyor.
Yığınlarla dosyası olan bir adliyede bir ay adli tatil olması bana derin derin nefes aldırıyor.