Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
hilaltas
Bu haber 6039 kez okundu. | Kategori :
Haberin Tarihi :   24 Ekim 2011 - 11:22

ANAYASAL VATANDAŞLIK DEĞİL ANADOLU VATANDAŞLIĞI

Büyüt
Küçült
ANAYASAL  VATANDAŞLIK DEĞİL  ANADOLU

 

                  Osmanlının son meclisinde etnik kökenli millet vekilleri, birinci dünya Savaşından sonraki parçalanma sürecinde ayrılıkçı unsurların liderleri olmuşlardır. Buna Suudi Arabistanın ayrılıkçı lideri Şerif Hüseyin de dahildir. Bu süreçte kürt liderlerde diğer ayrılıkçı unsurlarla hareket etmişlerdir. Ancak Osmanlının  sadık tebaam dediği Ermenilerin başta Van olmak üzere,  bölge halkına yapmış oldukları işkence ve kıyımdan dolayı savunmasız kalan kürt liderler,  Osmanlı tebaasının ana unsuru olan Türklerin yanında yer almışlardır.  

                  Bu coğrafyada asli unsur olan Türkler Cem Sultan Olayından sonra devlet yönetiminde etkin olarak yer almamışlardır.        Oysa sadık tebaa olduğu bilinen Ermeniler dahil Anadolunun birçok il ve ilçesinde belediye başkanlığı ve meclislerinde yer almışlardır. Öyle ki, Kaptan Yorgi  ve Tokatliyan Matos Ağa   Giresun’da, Metropolit Hrisantos ise Trabzonda belediye başkanlığı  görevlerinde bulunmuşlardır. Buna rağmen bu etnik grupların isyanının önüne geçilememiştir. 

                   Bugün var olan devletler istihbarat teşkilatları köklü ve uluslar arası alanda etkin olan devletlerdir. Türklerin ve Sünni Müslüman devletlerin hiçbir zaman etkin bir istihbarat teşkilatları olmamış, Sultan  Abdulhamit dönemi de  dahil olmak üzere sadece dedikodularla yetinilmiştir.

 

                     Bugün PKK terörü bölge halkından kaynaklanan etnik  bir terör değildir. Kaldı ki doğunun etnik yapısı da tek bir kökene dayalı homojen değildir. Bölge; Türk, kırmançi, zaza, gorani, arap, nasturi, süryani gibi daha pek çok etnik yapıdan oluşmaktadır. Dolayısıyla 

başlangıcından bugüne kadar PKK terörü, İngilizler başta olmak üzere,  yabancı istihbarat destekli bir terördür. Bu süreçte ülkemizin diğer bölgelerinde olduğu gibi   devlet yönetiminin  de  ciddi zaafları olmuştur.  

                     Ülkemizin yönetiminde Trabzonlu siyasetçilerin daima  Trabzonluları göreve getirmeleri eleştiri konusu yapılmıştır. Oysa,  bugün göreve gelen bakanlar dahi atamalardaki tasarruflarını, kendi etnik kökenlerine  göre kullanmaktadırlar.  Bu tasarruflar ister istemez ülke insanının  bir birine  ve devlete olan  güvenini  azaltmaktadır.

  

                      Doğu halkı PKK terörünün kaynağı  olmamıştır, fakat üzerine yıkılan bu sorunun çözümü sürecine de dahil edilmemiştir. Kamu yönetiminde çok daha merkezileşilmiş ve  yerel dışlanmıştır. 17.09.2011 tarihli 653 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin  2. Maddesinin 1. fıkrasının “ h ” bendinde yapılan değişikliklerle “ yapı ruhsatı, yapı kullanma izni, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı ” verme yetkilerinin belediyelerden alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilmesi bu merkezileşmenin son örneğidir.  

                       Şahsım adına kamuda üst yönetimde bulunduğum yıllarda özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizi nerdeyse bucak ve köylerine kadar gidip görmeye, bizzat halkla hemhal olmaya çalıştım. Ilısu Barajının yapımıyla ilgili olarak Hasankeyf ’te ekibimizle  yürüttüğümüz çalışmalarda, baraja karşı olduğu görülen bir grup vatandaş gecenin geç saatlerinde bize gelerek: “ aşağısı dere, yukarısı petrol, karşısı ova ama biz açız. Baraja yapımına karşıyız diyerek yürüdüğümüzü de görürseniz, ne olur bu barajı yapın, bizi de bu sefillikten kurtarın  ” demişlerdi.   Yaşadığımız buna benzer olaylar neticesinde  özellikle su kaynaklarının bulunduğu vadilere  30 civarında baraj yapılmasıyla ilgili olarak hazırlamış olduğumuz raporu ilgili kurumlara bizzat vermiştik. Bugün DSİ Genel Müdürlüğünün de bu  tür raporlardan hareket ederek, bölgeye 40’a yakın baraj yapımı planladığını en azından biliyorum. Üzülerek ifade ediyorum ki, terörü destekleyen odakların girişimleri neticesinde,  ne yazık ki    Ilısu  Barajı   hala yapılamamıştır.      

                       Temennim bu barajların hayata geçirilmesiyle, ulaşım kolaylığı,  enerji, sulama, turizm ve hayvancılık gibi faaliyetlerle   bölge ekonomisinin kazanacağı ivmenin yanında ,  terörün asıl ekonomik  kaynağı uyuşturucu ticareti,  kaçakçılık   ve kayıt dışı unsurlarında sistemin dışına itilmesidir.  

                      Şehitlerimize yüce  Allah’tan rahmet dilerken, terör belasından kurtulmak için merkeziyetçi değil,    insan odaklı   bakış açısıyla  sistemin içerisindeki bütün kaynakların  değerlendirildiği,  ANAYASAL VATANDAŞLIK DEĞİL ANADOLU VATANDAŞLIĞI şemsiyesi altında buluşmak dileğiyle.

                

                     Saygılarımla. 

               Ali Zafer TOPŞİR



Sayfayı Yazdır
Print Friendly / PDF
Sosyal Paylaşım
Google
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
DİĞER HABERLER
tuncay kara
Bulancak Ajans
SPOR VİTRİNİ
hacamat
Son Yorumlar
Deftere Yaz
Ziyaretçi Defteri
Düşünce ve Önerilerinizi bizimle paylaşın.
1. LİG PUAN DURUMU
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber | https://aydindere.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024
Her hakkı saklıdır. Aydindere.com kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Haberlere yazılan yorumlardan kullanıcılar, köşe yazılarından ise yazarları sorumludur. Copyright © 2009 Sosyal Medya Uzmanı Gazeteler sanalbasin.com üyesidir