Denizciler iki Kahramanını daha toprağa verdi.

Bu havada bu botla kurtarma amaçlı seyire çıkılmaz diyen kaptanını gemiden çekerek yerine istirahatlı vardiyayı çağırmak nasıl bir yönetim anlayışıdır.?

Beş kez deneme yapmasına rağmen seyire çıkamayan teknenin kaptanı kesin kararını vermiş ve bu tekne bu havada çıkamaz diyerek amirlerine durumu rapor etmiş. Kıyı emniyet yönetimi hemen evinde olan cemil kaptan ve Mehmet çarkçıyı arayarak derhal şile de bota katılmaları yönünde emir vermişler.

Mehmet çarkçı kendileriyle gelen yağcıya daha önce bu tür botta çalışıp çalışmadığını sorumuş hayır çalışmadım cevabını alınca da Daha tecrübeli bir elaman istemesi üzerine Turgay SARIBOĞA sefere dâhil edilmiş ve şileye gelmişler.

Botun kaptanı cemil kaptana; ben beş kez denedim bot gitmiyor hava çok sert diye bilgi vermiş uyarmış. Cemil kaptanda botun gitmeyeceğini dalga boyunun 4 metrenin üzerinde olduğunu kıyı emniyet yetkilisine bildirmesine rağmen sefere çıkası yününde zorlanmış. Telefonda  konuşarak ve Allah b…. Versin diyerek limandan çıkmış.

Bu tekneler denizden aldıkları suyun kamaway tarafından itilmesiyle yürütülen tip de gemiler dolayısıyla kamaway su almadığı zaman makine tribünleri stop eder flaplar otomatik olarak kapanır görevli personel makine dairesine inerek flapları manüel kurarak sonra marşa basar ve bu süre böyle havalarda oldukça uzun bir süredir.

Bu bot on iki mil açıktaki geminin personelini kurtarmak için gidecek, değerli arkadaşlar bu hava şartlarında bu veya başka deniz arcıyla denizde yüzer durumda olan kazazedeyi almanız mümkün değildir. Bu botların daha büyükleri açık deniz römorkörleri ile denizde can salına binmiş olan kaza zedeleri ancak can sallarını çekme suretiyle kurtarma yapabilirsiniz yoksa denizdeki bir cismi yedi sekiz metre dalgada şiddetli rüzgârda almanız mümkün olmaz, ancak havadan helikopter yardımıyla denizdeki kazazedeleri alabilirsiniz.

Kara denizde en çok kazaların yaşandığı yerler Şile, kefken, Karaburun ve Sinop açıklarıdır. Siz buralara 35-40mil yapan açık deniz teknesi yerine kaçakçı kovalama ve plajda gözcülük yapacağınız tekneyi gönderirseniz sonuç böyle olur. Acaba o akşam boğaz kuzeyden deniz trafiğine kapalımıydı.

Biz meslektaşlarımızı toprağa verdik acımızı kalbimize gömerek gelişmeleri TV den izlemeye başladık ki aman Allah’ım neler söylemişler kamuoyuna, yok kaptan kendi inisiyatifini kullanır mış yok baskı yapılmazmış yok kimse evinden çağrılmamış insaf be kardeşim insaf, hele bir beyanat var ki kanımı dondurdu neymiş efendim can yeleği giyseler durum böyle olmazmış ee yuh be çok af edersiniz çüş be, sayın genel müdür siz can yeleği giyin de aynı yere bir atlayın bakalım anca o zaman anlar sizin kafanız bu olayın yönetim kusuru olduğunu. Sayın genel müdür acaba Turgayın denizden çıktığı zaman üzerinde neyi kalmıştı haberiniz var mı? Sayın genel müdür herhalde iş kazası sonucu şehit olan arkadaşlarımızı kusurlu göstermeye çalışıyor tazminat ödememek için. Adama sorarlar siz personelinizin denetim ve gözetimini yapmıyor musunuz diye. Eğer iş elbisesi giymeyen personeliniz varsa ne gibi uyarılarda bulundunuz onları denetlediğinizin ispatı var mı elinizde. Değerli arkadaşlar Bu ülkede senede yüz elli bin işçi iş kazası sonucu hayatını kaybediyor acaba neden? Acaba neden bir tane genel müdür BOT müdürü bu yüz elli binin içinde yok dersiniz. Yok sayın genel müdür yok sizi o,sığındığınız, sarıldığınız can yeleği kurtaramayacak. Aynen benim sevgili dostum Turgayımı kurtaramadığı gibi.

Bende buradan Türk savcılarına sesleniyorum, elimde mikrofon yok ama umarım denizci arkadaşlarım bu seslenişimi miting alanlarından daha gür duyuracaktır. Sayın Savcılarım o,gün ilgili kişilerle yapılan telefon görüşmelerini bağlı bulundukları cep telefonu şirketlerinden isteyiniz. Kıyı emniyet BOT müdürünü ve ilgili amirleri makamınıza çağırıp sorunuz Bu denizciler neden Taşlara vura vura hayatların kaybetti diye.Tüm denizcilerimizin başı sağ olsun Allah ailelerine sevenlerine sabırlar versin.Değerli meslek taşlarım daha teknik yorumlarla olayın aydınlanmasına yardımcı olacaklardır diye düşünüyorum.