Bu
memlekette hırsızlık olur, yolsuzluk olur, vurgun olur, soygun olur sonunda
hepsi masum olur, zira suçlu eğitim olur. Devlet trafikle baş edemedi okullara
trafik dersini koydu, uyuşturucuyla baş edemedi bu defa okullara uyuşturucu
dersini koydu. Yani kısaca eğitim, devletin üstesinden gelemediği sorunların
havale edildiği mercii olmuştur. Ülke gündeminin yeni konusu eğitimin
kademelendirilmesi, 4 + 4 + 4 olsun, olmaz efendim imam hatipler yeniden
hortlar 8 + 4 olsun. Anlamadım gitti tartışılan eğitim değil de, sanki milli
futbol takımının sahaya dizilişi...
Çok değil
eğitim sistemimizin yakın tarihine kısaca bir göz atacak olursak; önce
komünist yetiştirdiği için köy enstitüleri kapatıldı, ardından ülkücü
yetiştirdiği gerekçesiyle öğretmen okulları kapatıldı, 28 Şubat sürecinde de
muhafazakar öğrenci yetiştirdiği gerekçesiyle imam hatipler kapatılmıştır. Algı
şekli hiç değişmemiş, ya iyi ya kötü olmuş. Maalesef hataları tespit ederek
yeniden düzenleme yoluna gidilmemiş. Zira bakış açısı, her ideolojinin kendi
varlığını devam ettirecek eğitim sistemini dayatması olmuştur. Haliyle Rusya’da
İran Şeriatına övgüler yağdıran bir eğitim olmadığı gibi, İran’da da Rus eğitim
sistemi ve onun ürünü olan Rus insan modelini öven bir eğitim sistemi yoktur.
Eğitim bir
metodoloji bilimidir. Kitle veya gruba dönük olarak değil, doğrudan bireye dönük
bir faaliyettir. Eğitimin asıl işlevi bireyin sahip olduğu ilgi, istidat ve
yeteneklerin ortaya çıkarılması da, bire bir yapılacak eğitim faaliyetleriyle
keşfedilebilir.
Eğitimde bir söz vardır, en iyi eğitimci annelerdir. Ailede başlayan eğitimin en önemli unsuru anneyi, yani öncelikle kız çocuklarını eğitmeliyiz. Kız çocuklarımız belki üniversiteye gidemeyebilirler, fakat çok iyi bir annelik ve aile ekonomisi bilgisine sahip olmalıdır. Bu noktada özellikle son yıllarda önem kazanan kız meslek liselerindeki çocuk gelişimi bölümleri, gerek nitelik gerekse nicelik olarak artırılarak daha geniş bir tabana yayılmalıdır.
Hükümetin 4 + 4 + 4 formülü doğru bir yaklaşımdır. Milli eğitim Bakanlığı son on yılda tesis, donanım ve bilişim alanlarında ciddi yatırımlar yapmıştır. Özellikle tamamen Milli Eğitim Bakanlığı personeli ve öğretmenlerince gerçekleştirilen “ e okul ” , Türk Milli eğitimi için bir devrimdir. Bu derece yetkin. güçlü bir personel ve bilişim alt yapısına sahip olan bakanlığın, uzaktan eğitimi devreye sokması son derece doğru ve medeni bir yaklaşımdır.
Uzaktan eğitim, bugün dünyanın sadece gelişmiş ülkelerinde değil, güçlü şirketlerinde dahi kullanılan bir sistemdir. Şirketler binlerce kilometre uzaklıktaki, farklı merkezlerdeki çalışanlarıyla sadece eğitimi değil, bilgilendirme amaçlı toplantılarını da bu sistem vasıtasıyla gerçekleştirmektedir.
Eğitimin en önemli misyonu şüphesiz ki milli kültürün yeni kuşaklara aktarılmasıdır. Milli Eğitim Bakanlığımızın dünyanın dört bir yanına dağılmış olan Türk vatandaşlarıyla uzaktan eğitimle kuracağı iletişim, aynı zamanda milli kültürümüzün de taşındığı bir gönül bağı olacaktır. Bunun yanı sıra birleştirilmiş sınıflı köy ilköğretim okullarındaki öğrenciler, engelli veya hastalığı sebebiyle örgün eğitimden faydalanamayanlar ve hapishanelerdeki mahkumlar “ uzaktan eğitimle ” eğitim sistemine dahil edilmiş olacaktır. Karmaşık gibi görünen bu sistemin hayata geçirilebilmesi için, Milli Eğitim Bakanlığımız gerek altyapı gerekse insan kaynağı olarak yeterli donanıma sahiptir. Her daim olduğu gibi yeni Türkiye için de, EĞİTİM ŞART.
Ali Zafer TOPŞİR