Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
hilaltas
Bu haber 10286 kez okundu. | Kategori :
Haberin Tarihi :   01 Mart 2012 - 18:34

Giresun' un Bir Dağı Daha Devrildi

Büyüt
Küçült
Giresun un Bir Dağı Daha
Av.Murat Toker' in yeni Yazısı'' Giresun' un Bir Dağı Daha Devrildi''

GİRESUNUN BİR DAĞI DAHA DEVRİLDİ

 

Rahmetli Mehmet Larçın’ın, Mustafa Dağ’ın, Soner Karaman’ın vefatlarında Remzi Mamaşoğlu yazı göndermemi istemişti. Kendimi toparlayıp yazamamıştım. Ancak rahmetli Nadir Yapsakaloğlu’ nun ölümünden sonra gelecek nesillerin Giresun’un bu Türkmen Çepni Beylerini tanımaları gerektiğini, bu hemşehrilerimi anlatmamın benim için muhakkak yerine getirilmesi gereken bir görev olduğunu daha iyi anladım.

 

1969 yılında Ankara Üniversitesine okumaya gelene kadar, Pazartesi ve Salı günleri Şebinkarahisar’ın otellerini, hanlarını, çarşısını, pazarını dolduran, esnafın elinde ne varsa alıp götüren, lokantalara iki gün yok sattıran, Şebinkarahisar’ın ekonomisini ayakta tutan sahilliler Şebinkarahisarlıların çok büyük çoğunluğunun olduğu gibi benim içinde sadece “cenikli” idi. Hiçbir hemşehrim değildi.

 

1969 yılında Ankara’ya üniversite için geldiğimde maalesef öğrencileri barındıracak devlet yurtları yok denecek kadar azdı.

 

Şebinkarahisar Lisesinde mezun olup o yıl üniversiteyi kazanan arkadaşlarımızla devlet yurtlarını gezip müracaat ettik. Aldığımız cevaplardan anladık ki biz okulları bitirdiğimizde bile sıra bize gelmeyecek.

 

Ev tutmaya kalksak kirasını ödeyecek gelirimiz yok.

 

Ankara’ya bizden önce gelen öğrencilerin yanlarına sığınıp birkaç gün geçirdikten sonra, Hayrettin Erkmen’in öncülüğünde yaptırılan Giresun Öğrenci Yurdu olduğunu öğrendik.

 

Değerli kardeşim Bayhasan’lı İrfan Kömbe (halen Ankara da işadamı) ile Giresun yurduna müracaat ettik.

 

İl merkezinden ve her ilçeden 200 öğrencinin kaldığı yurtta bir tek Şebinkarahisarlı öğrenci yokmuş.

 

Yurda müracaat edince anladık ki sahilin ceniklileri bizim hemşehrilerimizmiş. Giresun yurduna kaydımızı yaptılar.  Biz bir adım attık onlar on adım attılar. Sahilin her ilçesinden çok değerli hemşehrilerimizle tanıştık kaynaştık arkadaş olduk. Ekmeğimizi, cebimizdeki harçlığımızı paylaştık. Bir yıl sonra 200 öğrencilik yurdun 26 öğrencisi Şebinkarahisarlılar olmuştu.

 

Yurtta kalan sahilli hemşehrilerimizin içinde Tirebolu’lu Nadir Yapsakaloğlu’nun ayrı bir yeri oldu.

 

Tam bir Giresun Türkmen Çepni Beyi idi.

 

Yurtta kaldığımız müddetçe, Nadir’in misafirinin gelmediği, tek bir gün olmadı. Giresun’dan, İstanbul’dan, Yurtdışından her gün misafir ağırlardı. Gelenlerin önüne düştü bakanlık bakanlık gezdi. Dertlerine derman olmaya çalıştı.

 

Okuldan sonra Giresun Spor İl Müdürlüğü yaptığı yıllarda Giresun Valisi kadar sorumluluk üslendi. Nadir, Giresun da hemşehrilerinin derdine çare arayan, çare üreten ikinci valiydi.

 

Giresun dışında görev yaptığı Nevşehir’de, Antalya’da Nadir Giresun’u temsil eden seçilmemiş Giresun milletvekiliydi.

 

Giresun’u gurbette en az Giresun milletvekillerimiz kadar iyi temsil etti. Gittiği her yerde hemen Giresun için elini taşın altına soktu.

 

Son olarak görev yaptığı Antalya’da Giresunluları bir araya getiren hemşehrilerimizin arasında Nadir de vardı. Antalya Giresun derneğini kurdular ölene kadar da dernek başkanlığı yaptı.

 

Mehmet Larçın’ dan, Soner Karaman’dan, Mustafa Dağ’dan sonra Nadir’in hakka yürümesiyle Giresun’un bir dağı daha devrildi.

 

Hiçbirinin yerini doldurmak mümkün değil Allah’ın rahmeti hepsinin üstünde olsun.

 

GİRESUN’UN İKİ KARA MİZAHI

 

Giresun valilerinden Behçet Güler, Gurbetçi Giresun Dergisinin ortaya çıkardığı büyük Giresun’un önemini çok iyi anlayan valilerdendi. Zamanın milletvekilleri Burhan Kara, Yavuz Köymen, Giresun belediye başkanı Mehmet Larçın ve Giresun dergisini yöneticileri ile el ele verip gurbetteki büyük Giresun’u Giresun için harekete geçirmişti.

 

Giresun’a gurbette yaşayan Giresunluların yaptırdığı okul, cami, çeşme gibi eserlerin çoğu Behçet Güler’in Giresun Valiliği döneminde yapıldı. Behçet Güler Gurbetteki hemşehrilerimizle tek tek irtibat kurup onları doğdukları yerlere eser yaptırmaya ikna etti.

 

Basın’ dan takip ettiğim sayın Giresun Valisi Dursun Ali Şahin de çalışmalarıyla Giresun da iz bırakacak valilerden olacak.

 

Giresun’un iki kara mizahına da son verecek gibi görünüyor.

 

Birinci kara mizahı Kirazın Anavatanı Giresun’dur sözü.

 

Bugün Türkiye’nin birçok ili ilçesi köyü geçimini, zenginliğini kiraz üretimiyle sağlıyor.

 

Sadece Türkiye’nin değil dünyanın birçok ili geçimini kiraz üretimiyle sağlıyor.

 

Bunlardan Japonya’nın Sagae ili sakinleri zenginliklerini borçlu oldukları kirazın anavatanını merak etmişler. Araştıra soruştura yedikleri ekmeği borçlu oldukları kirazın anavatanın Giresun olduğunu öğrenip Giresun’a gelmişler.

 

Ancak kirazın anavatanında ta Japonya’dan çıkıp Giresun’a gelen bu insanlara gösterilecek bir kiraz bahçesi yok. Tam bir kara mizah.

 

Sayın Vali Giresun adasının sahile bakan yüzünü kiraz bahçesi yaptırırsa, kirazların çiçek açtığı dönemde çekilecek resimlerle Giresun’un kartpostalları değişir.

 

Gelen turistlere Kirazın dünyaya yayıldığı yer diye adaya tur düzenlenir. Kiraz bahçesi gezdirilir. Kirazın anavatanındaki kirazın dalından kiraz yedirilir.

 

Yine Giresun belediye başkanı Sayın Kerim Aksu Giresun kalesinin bir bölümü kiraz bahçesi yaptırıp yanına kirazın anavatanına hoş geldin diye bir levha astırabilir.

 

Giresun Belediyesi caddeleri ağaçlandırırken kiraz fidanına öncelik verirse kirazın anavatanına yakışır.

 

İKİNCİ KARA MİZAHIMIZDA ŞEBİN CEVİZİ

 

Eskiden Gümrükçüler Türkiye’ye kaçak sokulan sigarayla, elektronik eşyayla uğraşırlardı.

Şimdi Türkiye’ye kaçak sokulan iç cevizi durdurmaya çalışıyorlar.

 

Son olarak İran’dan Türkiye’ye sokulan on trilyon değerinde iç ceviz yakalandı.

 

Bursa Valiliği her köye bir ceviz bahçesi kampanyasıyla Bursa’nın her köyüne ceviz bahçesi kurdurdu.

 

Edirne Ziraat Odası başkanı cevizin piyasası bundan sonra bizden sorulacak. Binlerce dönüm araziye Şebin cevizi ektik diye gazetelere beyanat veriyor.

 

Velhasıl Türkiye’nin dağının, taşının, ovasının toprağı Şebin cevizi ile buluşurken Şebin cevizinin kökünün kuruduğu yerde Şebinkarahisar oldu.

 

Allahtan Şebin medya yöneticileri ayakta kalan son birkaç ağacı bulup fotoğraflayıp siteye koymuşlarda bir zamanlar Şebinkarahisar’ın geçimini Şebin cevizi ile sağladığını unutturmuyorlar.

 

Sayın Vali Eğribel’ den Şebinkarahisar’a kadar yolun iki tarafına Şebin cevizi ektirirse, yüzyıllarca silinmeyecek iz bırakır. Çünkü ceviz ağacı yüzyıllarca yaşayan bir bitkidir.

 

Yine Şebinkarahisar belediye başkanı Sayın Şahin Yılancı, başta yüksek okula giden yolu olmak üzere caddeleri, sokakları Şebin cevizi ile buluşturur her bir ağacı da bir öğrencimizin sorumluluğuna verip belediyede kayıtlarını tutarsa, yüzyıllar sürecek sıla turizmini başlatmış olur.

 

Bizim neslimiz çocukluğumuz da Şebinkarahisar’dan mübadele ile Yunanistan’a gidenlerin çocuklarının, torunlarının Şebinkarahisar’a gelip dedelerinin babalarının büyüttüğü ağaçları bulup onlar dedesiymiş, babasıymış gibi ağaçlara sarılıp ağlamalarına şahit oldu.

Biz de bir atasözü vardır. Türk milletinin aklı gözündedir diye.

 

Her yıl Şebinkarahisar’a bahar aylarında hareket getiren İstanbul’daki ilçe ve köy derneklerimiz bu yıl iktidar partisi milletvekili Sayın Ünal Kaçır’ı, muhalefetten Sarıyer belediye başkanı seçilen Sayın Şükrü Genç’i davet edip her köye bir ceviz bahçesi kampanyası başlatırlarsa. Bütün Ulusal Basın’ a gündem olur ve Şebinkarahisar’daki göçü durdurmanın frenine basmış olurlar.

 

Böyle bir kampanyadan on yıl sonra Şebinkarahisar’ın dağının taşının ceviz ormanı olduğunu göreceklerdir.

 

Yeter ki ilk kartopunu yuvarlayıp halka öncülük etsinler. Bu halk o kartopunu çığa dönüştürür.

 

Daha 40 yıl önceye kadar Şebinkarahisarlıların en büyük gelir kaynağı ceviz ağaçları ve onların mahsullerinin ayıklanıp kırıldığı ceviz kırma evleri idi.

 

NOT: Giresunlu hemşehrilerim; 21. Yüzyılda Türkiye’nin dünyanın 16. büyük ekonomisi olduğu 2012 yılında, iş makinelerinin komşu illerimiz Rize, Trabzon, Ordu, Samsun illerinin dağlarını peynir dilimi gibi kesip tünellerle viyadüklerle Anadolu’ya bağladığı bir dönemde sahilimizden Şebinkarahisar, Alucra, Çamoluk ilçelerimize gidemiyorsunuz.

 

EĞRİBEL GEÇİT VERMİYOR

 

Sayın Canikli’nin tarih verdiği 2015 yılına kadar sabredin.

 

Kış aylarında Eğribelde donmamak ve çığ altında kalmamak için Giresun sahiliyle, Şebinkarahisar, Alucra, Çamoluk ilçelerimiz arasında seyahat etmek zorunda kalırsanız, Trabzon, Gümüşhane yolunu kullanın.

 

Yaz aylarında Halil Rıfat Paşa’nın Osmanlı döneminde kazma kürekle açtığı yollarda seyahat ederek can güvenliğiniz için 20 kilometreden hızlı gitmeyin.







Sayfayı Yazdır
Print Friendly / PDF
Sosyal Paylaşım
Google
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
DİĞER HABERLER
tuncay kara
Bulancak Ajans
SPOR VİTRİNİ
hacamat
Son Yorumlar
Deftere Yaz
Ziyaretçi Defteri
Düşünce ve Önerilerinizi bizimle paylaşın.
1. LİG PUAN DURUMU
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber | https://aydindere.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024
Her hakkı saklıdır. Aydindere.com kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Haberlere yazılan yorumlardan kullanıcılar, köşe yazılarından ise yazarları sorumludur. Copyright © 2009 Sosyal Medya Uzmanı Gazeteler sanalbasin.com üyesidir