Yurdun her bölgesinden öğrencilerin, sadece eğitim amacıyla Çanakkale Şehitliğine düzenlenen gezi programları, oradaki manevi iklimin teneffüsü açısından, Milli eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen son yılların en güzel projelerinden biridir.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığının ortaklaşa düzenledikleri sömestri tatilinde öğrenci ve öğretmenler için Umre ziyareti, amacı iyi insan yetiştirmek olan her iki kurum için de gurur verici bir adımdır. Zira, özgürlük dini İslam’ın insanlığa tebliğ edildiği, İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in yaşadığı, Hz Adem’in mirası ve Müslümanların kıblegahı Kabe’nin de bulunduğu bu kutsal mekanların, bizzat gezilip görülerek manevi havanın teneffüs edilmesi, eğitim açısından gençlerimize olumlu hasletler kazandıracaktır.
Papa, Hıristiyanların en büyük ruhani lideri olmakla birlikte, aynı zamanda Vatikan Devleti’nin de başkanıdır. Vatikan, sadece 44 hektarlık bir alanda kurulmuş, kendisi küçük fakat ekonomik ve siyasi nüfuzu oldukça güçlü bir devlettir. Dünyanın dört bir yanındaki Hıristiyan aileler, çocuklarını dini eğitim amacıyla mutlaka Vatikan’a götürürler.
Bir buçuk milyardan fazla Müslüman’a hitap eden Mekke ve Medine’ de, Vatikan’da olduğu gibi teolojik temelli bir İslam Devleti kurulmalıdır. Bu devlet baskı, saltanat ve nefsani tutkulardan uzak, İslam’ın hedeflediği kadar özgür ve insani temeller üzerine inşa edilmelidir. Bu devletin gelirleri, hac ziyareti için gelen Müslümanların barınma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi başta olmak üzere, dünya üzerinde aç, yoksul ve zulme uğramış bütün insanların hizmetinde kullanılmalıdır. Bu devletin yöneticileri de bu coğrafyada yüzyıllar önce işe kendilerinden fedakarlık yaparak başlamış, özgürlükten, Hakk’tan ve halktan yana uygulamalarıyla hayatta iken yokluk mertebesine ulaşarak asrı saadeti insanlığa yaşatmış; Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Ömer Bin Abdülaziz gibi toplum liderleri olmalıdır. Zira aradan asırlar geçmesine rağmen, sarayları, kasırları ve asma bahçeleriyle değil, insanlığa sundukları değerlerle bilinen; Hz. Hamza, Hz. Ebuzer ve Mus’ab Bin Umeyr gibi.
Bugün ülkemizde Umre ve Hac ziyaretleri turizm sektörünün bir işi olarak algılanmaktadır. Oysa Umre ve Hac ziyaretleri dini vecibe olmanın yanı sıra eğitim boyutuyla da ele alınmalıdır. Dolayısıyla Umre ve Hac ziyaretleri sadece turizm sektörünün bir işi olmaktan çıkartılarak, oluşturulacak Umre ve Hac Bakanlığı bünyesinde sadece dini değil, yükleneceği eğitim misyonuyla da vatandaşlarımıza daha kaliteli bir hizmet sunmalıdır. Özellikle örgün eğitim sistemi içersindeki öğrenciler için ekonomik kolaylıklar geliştirilmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığının otun dahi bitmediği kayalıklarla kaplı kutsal mekanların yanında, Piramitler, Taç Mahal, Orhun Anıtları , İspanya’daki Endülüs Eserleri gibi dünyanın önemli kültür miraslarıyla öğrencilerimizi buluşturması, inşa edilmiş bu tarihi değerlerin fikir hayatımızın da inşasında önemli katkıları olacağı kanaatindeyim.