Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. (Araf Suresi, 205)
İbadetler ve günlük eylemler, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla yapılırsa, salih ameldir. İşler, Allah'ı anarak ve O'nun hoşnutluğu hedeflenerek yapılmazsa, karşılıksız birer amel haline gelebilirler. Bir Kur'an ayetinde, bizlere örnek olarak gönderilen Hz. Davud'un her işinde Allah'ı andığı "Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip-dönen biriydi". (Sad Suresi, 30) şeklinde haber verilir.
Kur'an'da Hz.Musa'nın da sürülerini sulama işi sırasında dahi, arada gölgeye çekilip, "..Rabbim, doğrusu bana indirdiğin her hayra muhtacım." (Kasas Suresi, 24) sözleriyle Allah'ı andığı haber verilir.
İnsan, Allah'ı anmada gösterdiği gevşeklik derecesinde O'ndan uzaklaşır. Kuran ahlakını yaşamayan kimseler Allah'ı anmadıkları hatta akıllarına dahi getirmedikleri için Kulluk sınırlarını aşar, Allah'ın buyruklarını göz ardı etmeyi yaşam biçimi haline getirirler. Allah'ı anma konusundaki gafletin boyutları ise "Kendileri Allah'ı unutmuş, böylece "O" da onlara kendi nefislerini unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte onlar, fasık olanların ta kendileridir." (Haşr Suresi, 19) ayetiyle haber verildiği üzere kişinin imanı için büyük bir tehlikedir.
İnsan birçok eksiklik ve kusurları olan bir varlıktır; yaratılmıştır ve yaratılmışlara has acizliklere sahiptir. Eksiklikten ve kusurdan münezzeh olan tek varlık yalnızca Allah'tır. İnsanın Allah karşısındaki acizliklerinin en önemlilerinden biri de unutmasıdır.
İnsanın yaşayabilmesi için Allah'ın her an hafızasında tuttuğu bilgilere ihtiyacı vardır. Allah o bilgilerden bir tane dahi eksiltme yaptığında, insan bu bilgiye yeniden sahip olmaya güç yetiremeyecektir. inanan kişi, böyle bir acizlik yaşadığında;"... Unuttuğun zaman Rabbini zikret ve de ki: "Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir başarıya yöneltip-iletir." (Kehf Suresi, 24) ayeti gereği Allah'a sığınmalı, O'ndan yardım dilemelidir.
Allah'ı sürekli akılda tutmak, O'nun Ayetlerini tefekkür etmek insanın aklını ve şuurunu sürekli açık tutar. Allah'ı her an zikreden insan, Allah karşısındaki aczini ve güçsüzlüğünü daha iyi idrak eder, yalnızca Allah'tan ister, O'na teslim olur. Rabbi tüm bunların karşılığında ona, "insanlar arasında yürüyeceği bir nur verir." (Hadid Suresi, 28) ve güzel bir ahlaka kavuşturur.
Birçok insan genellikle zorlukta Allah'ı anıp, O'ndan yardım diler. Kötülük kendinden gidince Allah'ı unutur. Bu anlayıştaki insanların durumunu Yüce Rabbimiz Kur'an'da şöyle haber verir;"Karada ve Denizde sizi gezdiren Odur. Öyle ki siz Gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgarla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çılgınca bir rüzgar gelip çatar ve her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, dinde O'na 'gönülden katıksız bağlılar (muhlisler)' olarak Allah'a dua etmeye başlarlar: "Andolsun eğer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak Sana şükredenlerden olacağız." (Yunus Suresi, 22)
Ama (Allah) onları kurtarınca, hemen haksız yere, yeryüzünde taşkınlığa koyulurlar. "Ey insanlar, sizin taşkınlığınız, ancak kendi aleyhinizedir; (bu) dünya hayatının geçici metaıdır. Sonra dönüşünüz Bizedir, Biz de yaptıklarınızı size haber vereceğiz. (Yunus Suresi, 23)
Allah'ı unutan insan ahirette de kendisi unutulacaktır. Allah tarafından unutulmak ise en büyük kayıptır. Böyle bir durumda olmamak için, dünya hayatındayken sürekli Yüce Rabbimizi anmalı, O'nun rahmetinden uzak kalmaktan korkmalıyız. Allah'ı sürekli anan insan ise hem bu dünyada hem de ahiret hayatında güzel bir yaşam ile yaşatılacaktır.