Yüce rabbim Kitabı keriminde kim zerre miktarı iyilik yapsa, kim zerre miktarı kötülük yapsa karşılığını bulacaktır diyorsun bu buyruğuna dayanarak mahkeme-i Kübra’da görüşülmek üzere bu dosyamın kabulünü dilerim. Şöyle ki; Yüce rabbim senin adını kullanarak bizlerden oy istediler, senin ismi şerifini her yerde referans gösterdiler fakat hep kendilerine çalıştılar.

Fabrikalar, gemicikler, villalar, saraylar, yatlar, arabalar, imtiyazlı yaşamalar, çocuklarını bile bizim çocuklarımızın okuduğu okula vermediler, mallarına mal kattılar, Allah’ım Siz benden daha iyi biliyorsun şu an onların yaşantılarıyla bizim yaşantımızı en iyi bilen sensin rabbim. Kendi Çevrelerini iş sahibi yaptılar, biz vatandaşları da çeşitli dümenlerle süründürdüler. Taşeronluk diye bir sistem getirdiler, bizi senelik izin bile vermeden yok pahasına çalıştırdılar. Ne saatimiz belli ne zembereğimiz. Yaşadığımız ülkede çalışma saati sekiz saat iken bizleri on iki, on altı saat çalıştırıp 700 Lira maaş verdiler. Allah’ım ev kirası en düşüğü 500 TL elektrik, doğal gaz, mutfak okul masrafı vs.ne durumda olduğumuzu sana bile söylemeye utanıyorum.

Allah’ım biz ne yapalım? Allah’ım sen her şeyi bilensin, görensin onların yaşantısını da bizlerin yaşantısını da en iyi gören ve bilen sensin. Yüce Allah’ım sana şikâyet ediyorum. Şahitlerimde var isimlerini tek tek yazmaya gerek yok 2005 yılından sonra yaşayanlar ve bu yazının altına isimlerini yazanlar şahidimdir. Şimdilerde de bir kanun çıkartarak yandaşlarına bizim haklarımızı verecekler. Yüce Rabbim Cumhuriyet tarihinin en yoğun işçi kayıplarının yaşandığı günümüz Türkiye’sinde sıra yine işçinin kazanılmış haklarının tırpanlanmasında. Sayın Çelik, çalışanların yalnızca yüzde 8'inin kıdem tazminatından yararlanabildiğinin altını çizdi. Peki, neden diğerleri yararlanamıyor bunun için bir çalışma yapmanız gerekmez mi sayın bakanım. Sayın bakan çalışanların şu an aldılar kıdem tazminatlarını işveren lehine çevirerek bütün çalışanların kıdem tazminatı hakkından yararlanacağını savunarak çalışan kesimi dilim varmıyor söylemeye varın siz okurken layık kelimeyi yerleştin Yerine koyuyor. Sayın Bakanımız şöyle diyor; yüzde 92'nin, kıdem tazminatı hakkından yararlanamadığını vurgulayan Bakan Çelik, "Bu tabloya kim ne diyecek, kim karşı çıkacak? 11 milyon işçi var. Yüzde 8'i 800 bin işçi yapar. Bu 800 bin kişi kıdem tazminatını alacağını varsayıyor. Sayın Bakan mevcut yasalarımızda 11 milyon işçinin kıdem tazminatı almasına engel bir durum mu var, eğer siz denetim mekanizmasını istenilen düzeyde işletseniz sorun ortadan kalkacaktır. Sayın Bakan kıdem tazminatlarıyla oynamayın kıdem tazminatlarını tabanda değil şu anki seviyesinde eşitleyin. Eğer İşveren yardımcı olacaksanız kendi kasanızdan olun.

Örneğin: Ticari araçlardan vergiyi indirin, İstanbul’da köprü geçişini serbest bırakın vs. Aman çalışan emekçinin kıdem tazminatına dokunmayın bu kul hakkıdır ve size haramdır, tasarıyı kabul eden vekillere haramdır. Kimse bu dünyada ebedi kalıcı değildir sizinle en fazla 30–40 yıl sonra bu tasarıyı yüce mahkemede Allah’ın huzurunda görüşeceğiz. Ogün herkes hakkına razı olacaktır. Bakınız 1984 Yılında Çernobil faciası yaşanınca basın ve Ülkenin aydınları Kara deniz bölgesinde 20 yıl sonra kansere bağlı ölümlerin artacağını bunu önlemek için acil tedbirler alınması gerekir dediklerinde dönemin bakanı “TV ekranlarında Karadeniz yöresine ait Çayını yudumlayarak hiçbir tehlike yok bakınız bende bölgede yetişen çaydan içiyorum demişti. Ve şimdi bakanımız gerekli tedbiri almadığı için kansere bağlı hastalıktan ölenlerle mahkeme-i Kübra da Allah’ın huzurundalar. Bizden hatırlatması. Bu işçilerin siz ve bu tasarının kanunlaşmasına katkı sağlayanlarla hesabını mahkeme-i Kübra da Yüce yaratanın huzurunda görüşeceğinden kuşkunuz olmasın. Bu tasarıyı çalışan emekçilerin aleyhine değiştirenlere asla hakkımı helal etmiyorum, Yüce Allah’ım Bu davamızı MAHKEME-İ KÜBRA DA GÖRÜŞMEK ÜZERE. Katında kabul eyle. Âmin