MİLLİ
EĞİTİM BAKANI GİDİCİ Mİ
?
Son dönemin modası kanun hükmünde kararname. Resmi Gazetede
14.09.2011 günü Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yayımlanmıştı. Bu kararnameyle
Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatı başta olmak üzere, tüm
bakanlık teşkilatı yeniden yapılandırılmaktadır. Milli Eğitim
Bakanı Sayın Ömer DİNÇER Başbakanlık müsteşarı iken yapmış
olduğu Kamu Yönetimi Reformu çalışmasında, bütün bakanlıklardan
müsteşar yardımcısı düzeyinde temsilcilerle komisyon kurmuş,
bu komisyonun üyeleri müsteşar yardımcıları da kendi bakanlıklarındaki
komisyonun başkanlarıydı. Sayın DİNÇER başkanlığındaki komisyonun
uzun süren çalışmaları neticesinde, sadece dönemin Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğü kapatılmış, valilikler genel sekreterlik düzeyinde
yapılandırılmıştı.
Söz konusu kanun hükmünde kararname, Sayın Başbakanımız
Mısır, Tunus ve Libya ülkelerini kapsayan Kuzey Afrika gezilerindeyken
çıkartılmıştır. Bu kararnamede getirilen personel ve ücret yapılandırılması
diğer bakanlıklardaki yapılanmalardan çok farklıdır.
Zira, genel müdürlük sayıları düşürülerek daire başkanlıkları
kaldırılmış yerlerine grup başkanlıkları getirilmiştir. Şube
müdürlükleri de kaldırılarak yerlerine uzmanlık statüsü getirilmiştir.
Kısaca daha önce bakanlık müşavirleriyle birlikte yaklaşık 150
kişilik bir kadroyla yönetilen üst yönetim, yine aynı 150 kişilik
üst yönetimle idare edilecektir. Bunun yanında merkez teşkilatındaki
memur kadrosunda bin civarında bir eksilmeye gidileceği
de ifade edilmektedir. Kadro bazında bu küçülme hedeflenirken,
Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatının hiçbir yetki ve görevi
taşra teşkilatlarına devredilmemiştir. Yani işlerin daha
hızlı yürümesi için yapılması
gereken yetkilerin taşraya devredilmesi gerçekleştirilmemiş,
aksine daha merkeziyetçi bir yapı
oluşturulmuştur. Ücret politikası ise diğer bakanlıklardaki
eş değer kadrolara yapılan ödemelere göre farklılık
göstermektedir. Bu da bakanlıklardaki ücret dengesini bozmaktadır.
Kararnamenin Geçici 3. maddesindeki “ Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin
yürürlüğe girdiği tarihte Bakanlık merkez teşkilatında; Müsteşar,
Müsteşar Yardımcısı, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve Üyesi,
Genel Müdür, Teftiş Kurulu Başkanı, Strateji Geliştirme Başkanı,
I. Hukuk Müşaviri, Genel Müdür Yardımcısı, Daire Başkanı (anahizmet
ve yardımcı hizmet birimi), Daire Başkanı, Bakanlık Müşaviri,
Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, Özel Kalem Müdürü, Şube
Müdürü kadrolarında bulunanlar ile Bakanlık taşra teşkilatında
İl Müdürü kadrolarında bulunanların görevleri hiçbir işleme
gerek kalmaksızın sona erer.” Yine 45. Maddesindeki
” Bu Kanun Hükmünde Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe
girer ”. ifadeleri gereği görevleri sona ermiş bulunan bakanlık
merkez teşkilatındaki yöneticilerin tamamının ve il müdürlerinin
atmış oldukları imzalar bu kararnameye aykırıdır.
Eğitim alanında tesisleşme, derslik yapımı, donatım, özellikle
eğitim kurumlarının bilgi teknolojileriyle donanımı
ve e okul boyutlarıyla Milli Eğitim Bakanlığı
Sayın Hüseyin ÇELİK döneminde ciddi mesafeler kat etmişti.
Ancak Sayın ÇELİK’ in yönetici tercihindeki personel politikası
ve eğitimin üreticisi olan öğretmenlerle çatışması sonunu
hazırlamıştı. Sayın Nimet ÇUBUKÇU ise iyi niyetine rağmen,
hiçbir hamle yapamamıştır.
Yeni öğretim yılının başladığı, okulların henüz
açıldığı, Milli Eğitim Bakanlığının en sorunlu günlerinde
yürürlüğe giren Kanun Hükmünde Kararnamenin üzerinden yaklaşık
bir ay geçmesine rağmen, bu kararnamenin gereği olan yönetmeliklerin
çıkmaması, üst yöneticilerin hiçbirinin atanamaması ister istemez
şu soruyu aklımıza getiriyor : MİLLİ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER
DİNÇER GİDİCİ Mİ?
Saygılarımla. Ali Zafer TOPŞİR