Değerli okuyucularım ; Son günlerde her köşe başında , dükkanlarda ve cami önlerinde sık sık dilencileri görmeye başladım. Nereden türediler bilinmez ama giresunda sermayesi olmayan yeni meslek dilencilik galiba.. Çalışmadan, insanların duygularıyla oynayan sahtekarlar, bu şekilde kazandıkları paralarla neler yapıyor, orasını bir tek Allah bilir.. Dilenciliği bir sektör haline dönüştüren bu sahtekarlar, çalışmak yerine bu şekilde para kazanmayı (!) kendilerine bir meslek ve alışkanlık haline getirmişler. Öyle ya canını dişine takarak çalışan asgari ücretli memurlar, fabrikalarda çalışan hamallar, inşaatlarda çalışan ameleler, sabahın ilk ışıklarında çöplerden hurda toplayan biçare adamlar, dilencilerin gözünde enayiden başka bir şey değiller. Dilencilere para veren kişilere enayi dediğim için kimse bana kızmasın. Çünkü, dilenciye para veren kişi iyi niyetlidir; bunu Allah rızası için yapıyordur, vicdanı rahattır. Allah katında sevabı mutlaka yazılıyordur. Ama dilencilerin gözünde, bu iyi niyetli kişiler enayidirler. Bu iyi niyetli enayiler olmazsa, dilenciler geçinemezler. Ve ben de, dilencilik yaparak insanları sömüren bu kişiliksizlerin servetini gördüğümde, gerçekten de dilencilere para verenlere enayi demekten kendimi alamıyorum. Sakat, yaşlı, çalışamayacak durumda olan insanların dilenmelerine bir şey demiyorum. Çünkü bu gibi insanlar, gerçekten muhtaçtır ve ben mutlaka o kişilere Allah rızası için sadaka veririm. Özellikle Cuma günlerini tercih eden ve duygu sömürüsü yoluyla bedavadan para kazanmaya çalışan bu sömürücülere, bir dur deme zamanı geldi. Sakın bu sömürücülere inanmayın fırsatçılara aman vermeyin değerli vatandaşlar. Valla ne diyelim taşı sıksalar suyunu çıkartır bu dilenciler. Ama bedava para varken, niye taşı sıksınlar ki!!