Gezi  Parkı’nda olmasak da yirmi gündür  Gezi Parkı’yla yatıp kalkıyoruz. Gezi Parkı’nda iki ağacın kesileceği gerekçesiyle  ateşlenen hareketin, sadece bir   çevre duyarlılığı olmadığı da malumunuz.

Kanal İstanbul, Üçüncü Köprü ve Havaalanı projeleri en az beş  yüz milyar dolarlık devasa bir rant sağlayan yatırımlardır. Her zaman  olduğu gibi plutokratlar, yani vurguncu zenginlerin,  bu ranttan alacakları taksimin mücadelesini  vermemeleri beklenemezdi. Çünkü tekelleşmiş finans sermayesi ve plutokratlar; kaos, otokratik ve karanlık bir yapı isterler. Çok fazla derinlere inmeye gerek yok, çalkantılarla dolu siyasi tarihimizin son diliminde bile bunu görebiliriz. Zira gerek  meşru  iktidar değişiklikleri  gerekse ihtilallerin sonucunda hesap sorulan   bir plutokrat olmamıştır, bu sürece 28 Şubat’ ta dahildir. Aksine iktidar değişiklikleri zengini daha da güçlendirmiştir. 

Dolayısıyla yirmi gündür yaşanılan sürecin vurguncu zenginlerin   taksim kavgası mı,  yoksa çevreci gençliğin  Taksim kavgası mı olduğu henüz netlik kazanmamıştır. Fakat netlik kazanan bir nokta var ki o da,  sokakta direnenlerin beslenme, barınma, gibi temel ihtiyaçları başta olmak üzere, mücadele güçlerini artıracak her türlü destek  vurguncu zenginler tarafından sağlanmaktadır.

Hayatları beyaz perdeye konu olmuş, şiirler yazılmış 68 Kuşağı günümüz gençliği için bir idol olmuştur.  Bu çizgi üzerinde 1990 ‘lı  yıllarda iki grup gençlik oluşmuştur.   İnançlarından dolayı başörtülü oldukları gerekçesiyle üniversitelerde  ikna odalarında tutulanlar ve sanal arkadaşlıklarla sosyal medyada örgütlenen bugün Taksim Meydanı’ ndaki çevreci gençlik. Kanaatim o dur ki 90’ lı yılların bu gençliği de, 68 Kuşağı gibi uzun yıllar kendisinden söz ettirecektir.

Yaşanılan bu yirmi günlük sürecin sonunda net olarak ortaya çıkan büyük bir resimdir. Bu resim de;   plutokratlar güçlerini gösterdiler, Türk ekonomisinin kırılgan noktaları tespit edildi ve kendilerini yeryüzü tanrıları zannedenlerin ayakları yere bastı. Bu süreçte bir biriyle çelişen demeçler veren hükümetin görüntüsü ise, Sayın Başbakan yalnız bir adam.