TBMM’ de Parti gruplarında çalışan ilkokul mezunu bir hizmetlinin maaşı net 3.890 TL iken; hizmet satın alımıyla istihdam edilen, asgari ücretle çalışan, sendikası ve iş güvencesi olmayan taşeron işçiliği modern bir kölelik şeklinde yürümektedir. İşe alınmada, işe uygunluk ve yetkinlik gibi vasıflar değil, çalışılan idareye ve iktidara yakınlık gibi sübjektif özellikler ön plana çıkmaktadır. Bunun yanında taşeron işçiler çalıştıkları kurumlarda asıl işlerinde değil, kurumun kamu çalışanlarınca yapılması gereken asli görevlerini de yapmaktadırlar.
Mahkemeler; taşeron ile yapılan ihale konusu yardımcı işlerde istihdam edilmesi gereken işçilerin bir kısmının idare tarafından yürütülmekte olan asıl işte veya asıl işin bölümlerinde görevlendirildiklerini, taşeron ile yapılan sözleşme temizlik hizmetleri sözleşmesi olsa da, işçilerin temizlik hizmetleri haricinde çeşitli birimler ve bölümlerdeki personel açığını kapatmak amacına yönelik çalıştırıldığını, işe alma ve işe son verme, hangi işçinin hangi bölümde görev yapacağı, görev yeri değişiklikleri, işçilerin yıllık izinleri, çalışma saatleri ve izin günleri gibi konuların idare tarafından belirlendiğini, işçilere ilişkin yönetim hakkının yönetimler tarafından kullanıldığını, tespit ederek taşeron işçilerin kadroya alınmaları gerektiğine hüküm vermiştir. Mahkemelerin bu hükmüne karşılık idareler kara kara düşünmeye başlamışlardır. Öncelikle taşeron işçilerin işten atılması gündeme gelmiş ve bunun maliyeti hesaplattırılmıştır. Bugün kamuda bulunan beş yüz bin tane taşeron işçinin atılması sonucunda onlara ödenecek tazminat bedeli eski parayla 45-50 katrilyonu bulmaktadır. Bu durum, işini iyi bilen liyakatlı idarecilerin başarısıdır! Daha sonra hepsinin kadroya alınması gündeme gelmiştir ve bu da halen tartışılmaktadır.
Ancak,
çalışma bakanlığı bürokratlarının aklına bir cinlik gelmiştir.
Onlara göre iş kanununun 2. Maddesinde bulunan muvazaalı kelimesini
değiştirdiğinde kadroya geçmesi gereken taşeron işçiler bu haklarını
kaybedecekler ve sorun böylece çözülmüş olacak. Bu değişimde yeni kanunun
içerisine süslenerek koyulmaktadır. Şöyleki;
Süreklilik arz eden hizmetlerin teminine yönelik ihaleler ,en az
3 yıllık süre için yapılacak. Yardımcı işlerin tamamı alt işverene
verilebilecek. Muvazaa (danışık) kavramı ve iş müfettişlerinin
muvazaa tespiti yetkisi kaldırılacak, kanuna aykırılığa iş mahkemeleri
karar verecek. Taşeronda çalışanların tam ve düzenli ücret almaları
sağlanacak. Taşeronda çalışanın aynı işyerinde ilk işe girdiği
tarih esas alınacağı için, alt işveren değişse de işçi yıllık
izin kazanacağı gibi cümlelerle taşeron işçiler ya atılmaları
ya da kadrolu işçi olma haklarını kaybetmeleriyle karşı karşıyadırlar.
Benden söylemesi.
Ali Zafer Topşir