TEK RAMAZAN, TEK BAYRAM, İKİ FARKLI İNSAN..!

Merhaba sevgili dostlar,

Yeni bir fikir yazımla yine karşınızdayım. Küresel dünya düzeninde olayların ve haberlerin sıkça gündem değiştirdiği bu çağda; yazı diliyle takiple, gündem değerlendirmelerimizi sıkça metine dökmek oldukça güç. Bizlerde aralarından tabiri caiz ise cımbızla çekip aldığımız konuları işlemeye siz sevgili dostlarla paylaşmaya naçizane çalışıyoruz. Bugün gündemimiz Ramazan ve Bayram olsun dedik ki, iki konuyu da tek bir kalemde ekonomik olarak işleyelim istedik.

11 ayın sultanı Ramazan’ın tam ortasındayız ve yaklaşık 2 haftalık bir zaman daha kaldı. Bu konuya dair onlarca fikri yazı bulmanız, manevi değerleri ön planda tutan materyaller bulmanız fazlasıyla mümkün. O yüzden ben işin bu yönüne girmek istemiyorum. Çünkü Müslümanlık 1 ay değil, her daim yaşanmalı diye düşündüğümden, bu tarz popülarist yaklaşımların bir parçası da ben olmak istemiyorum. Bizim konumuz, fındığımız, insanımız, ramazan ayımız ve bayramımız olsun istedik.

Bu muhterem ayın Ağustos’ta tamda fındık tarımı mevsiminin ortasına gelmesi bizleri oldukça zorluyor. Çetin fındık toplama koşulları, sıcak ve bu yıl oldukça kurak geçen bir havaya, oruçta eklenince; açlıktan ziyade susuzluğun had safhaya geldiği bir dönemin içinden geçiyoruz. Oruç tutmanın güçleştiği bu durumda, hemşerilerimin iki ye ayrıldığına da şahitlik ediyorum. Orucunu zor şartlara rağmen tutmaya devam edenler ve yıllardır oruç tutup ta, fındıkta oruç tutmayan insanımız şeklinde bölünmüşlüğü ciddi manada gözlemliyorum.

Genel hayatın akışında oruç tutmayan insanımıza saygım var bu durum apayrı bir konu ve tercih meselesidir. Benim bahsettiğim tutanların ikiye bölünmesidir.

Neye inanırsanız inanın, hangi dine mensup olursanız olun kesinlikle inançlarınızı esnetip, kendinize göre yorumlamayın. İnançlar  ve değerler durum ve şatlara göre bu kadar basite indirgenmemelidir. Din insana gönderilen bir araç, içeriği ise yapmakla yükümlü olduğu bir iştir. Kimsenin bunu esnetme gibi bir yetkisi yoktur. Esnetilen dinler bugün açıkça görülüyor ki Tanrı’dan çok uzaktır, yalan ve yanlış doludur.

Fındığın zorluğunu da çok ama çok iyi biliyorum, susuzluğu, bahçe altındaki kıvranmaları da biliyorum. Bilmekten öte yaşadım, yaşıyorum. Tanrı katında orucun ehemmiyetini bilenlerdeniz. Ve bu şartlarda 1000 aydan daha hayırlı olan Ramazan ayının, bir ibadet olan çalışmamız (fındık) ile bir araya denk gelmesinin kazandırdığı sevapları düşündüğümüzde bunu bir fırsat olarak görmeliyiz. Hastalık vb. durumların dışında bundan önce oruçlu olan insanımızın, yine niyetlerini sahih kılmasını ve bu yoldan sapmamalarını diliyor, ve kendilerini zorlamalarını rica ediyorum. Tanrı kolaylığını ve sabrını inanın bir şekilde karşınıza çıkartıp veriyor. 1000 sevabın böyle bir dönemde 10 bin katına çıktığından kimsenin şüphesi olmasın. İnançlarınıza sahip çıkın ki; kendini kaybetmeye yüz tutmuş gençlerimizi ve dolaylı olarak ta toplumumuzu, değerlerimizi, geleceğimi ve, dünyalığımızı ve ahretliğimizi kurtaralım. Yani geçen yıl oruçlu olupta, bu yıl fındık var diye sakın ola ki orucunuzu yemeyin.

Kaldı ki bu yıl fındık tüm bölgelerimizde geçen yılın neredeyse yarısı, hatta kimi yerlerde üçte biri kadar az. Bunu fındık yok diye bir isyan şeklinde algılamayınız. Aksine tüm bunlar Tanrı’nın bölge insanına bir lutfudur. İş gücünü hafifletiyor, yükünüzü ramazan ayında alıyor, kolaylık sağlıyor…  Duruma böyle bakarsak Şer görünen şeyin altındaki Hayrı fark etmemiz çok daha kolay olacaktır.

Resulullah (s.a.a): “Allah-u Teala buyuruyor: “İnsanoğlunun oruç hariç bütün iyi amelleri kendisi içindir; ama oruç benim içindir ve ben mükafatını vereceğim.”

Bunun yanı sıra Ramazan ayına göstereceğiniz özenin aynısını, 3 günlük bayram döneminde de gösterilmesi hususunda dostlarımdan daha rica ediyorum. İnançlarımız kadar, yaşatabildiğimiz değerlerimiz ve geleneklerimizde çok önemlidir. Bizi bu köhnelikten, gaflet ve delaletten ancak yine bizi biz yapan değerler uyandırıp, güçlü kılacaktır. Bu yazım doğrultusunda 1 kişi bile kazanabilirsek eğer inançlarımız adına ne mutlu bana…

Zahmetli ve çileli bir zaman dilimi içindeki tuttuğunuz ve tutacağınız oruçlarınızı Tanrı’nın kabul etmesini, Ramazan ayınızın hayırlar getirmesini dualarımla diler, ve ardından gelecek olan, Müslüman’ın baharı olarak bilinen; değerlerimizi anımsamamıza yardımcı olan Ramazan Bayram’ınızı şimdiden tebrik eder, en içten duygularla kutlarım. Çok fazla şeker, baklava, börekle de sağlığınızı bozmamanıza da şiddetle dikkat çekerim J

Sevgiyle, dostça ve hoşça kalın sevgili hemşerilerim…

Hayırlı ramazanlar, hayırlı bayramlar…