Teşvik yasası uygulamasının süreceği ile ilgili ile müjde Şubat ayında verilmişti. Ardından meclise geldiği, bakanlar kurulunun onayladığı, başbakanın imzaladığı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün imzalanmak üzere önünde olduğu açıklanmıştı. Aylardır dört gözle teşvik uygulamasının devam etmesini bekleyen, yüzlerce işletme ve binlerce işçimiz bu yasayı bekliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, önüne gelen yasaları bekletmeden imzalıyor. Hele hele bu tip çalışanın ve işvereninin lehinde olan bir konuyu bence asla bekletmez.
Bu gecikme umarız kötü bir haberle sonuçlanmaz. Çünkü hepimiz bu işten çok mağduruz. Kıt kanaat ayakta duran, zorla işini döndüren esnafımız, sanayicimiz, işletmecimiz sıkıntılı günler yaşıyor. Lütfen yerel ve ulusal siyasetçilerimiz böyle hayati bir konuyu ihmal etmesin.
Oda ve sivil toplum örgütleri neden
olayın takipçisi olmuyor
Giresun Ticaret Odası, Esnaf Odası gibi oda ve derneklerimiz, sivil toplum örgütlerimiz, işçimizi ve işverenimizi bu kadar ilgilendiren bir konuda neden gerekli ağırlığı ortaya koymuyorlar? Hele bazı odalar olur olmaz her türlü siyasi gündeme müdahil olurken, insanımızın işini alını ilgilendiren bir konuda sus pus olmaları manidardır. Bir an önce konuyla ilgili bir açıklama yapılmalı. Şayet Sayın Cumhurbaşkanımızın önünde imzadaysa bu konu hakkında girişimlerde bulunulmalı. Sayın Gül bu konuları asla ihmal edecek bir yapıya sahip değildir. Bu nedenle siyasilerimizin ve ilgili oda ve derneklerimizi daha aktif olmaya davet ediyorum.
Bu şehirde birilerinin dokunulmazlığı mı var?
Kanun tüm vatandaşlar için aynı mesafede olmalı. kanun kiminin gırtlağına ivedilikle çöküyor, kimine de ıslık çalıyorsa kanun değildir. Gariban bir vatandaşa görülen muamele aynı şekilde ağayım, paşayım diyene de gösteriliyorsa o ülkede, o şehirde kanunlar işliyor demektir. Bir şehirde ağam-paşam yaklaşımı varsa, birileri içki masalarında kollanıp, korunuyorsa kimse kanundan nizamdan bahsetmesin.
Kimileri simit satarak, inşaatta çalışarak, boyacılık yaparak bin bir zorlukla ekmeğini kazanırken, ensesinde boğumlar olan bey dayılar devletin malını talan ederek servetine servet katıyorsa hep birlikte utanç duymamız gerekiyor. Devletin tüm kaynakları bütün vatandaşlara eşit mesafede olmalıdır. Tüm vatandaşların ortak kullanımları şahısların talanına uğruyorsa o şehrin tepesindeki insanlar, rahat rahat yastığa başını koyamamalıdırlar...