AKP iktidara geldiği günden beri Türkiye siyaseti ve milli davaları eksen kaydırdı. Daha önceleri dost olduğu ülkeleri (Azerbaycan, İsrail ) küstürürken önceleri Türkiye’nin iç işlerini karıştırmak için canla başla çalışan ülkelerle ve ülkemizi bölme parçalama ve Türkiye Cumhuriyetini yok etme planları yapan örgütleri topraklarında barındıran ve onlara destek veren ( Irak, İran, Suriye, Ermenistan ve Yunanistan)ülkelerle birden kanka oluverdik. Daha önceleri en önemli milli davalarımız Kuzey Kıbrıs, Azerbaycan ve Kuzey Irakta beslenip ülkemizi kalleşçe vuran terör sorunuydu. Şimdilerde en önemli sorunumuz varsa yoksa Filistin oluverdi. Güneydoğuda yapılan operasyonlarda şehit olan Mehmetçiği bile unutturdu Filistin olayı…
Dünyanın neresinde olursa olsun dili, dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun bütün zulüm gören halklara yardım etmek elbette ki her duyarlı insanın görevidir ancak bunu ülkeler yapıyorsa mesele biraz farklılaşıyor. Bunu yapabilmeniz için en önce gücünüz olmalı yani bir süper güç olmalısınız. Ekonomik gücünüz olmalı, askeri gücünüz olmalı, sözün kısası uluslararası alanda yaptırım gücünüz olmalı. Türkiye Cumhuriyeti devletine baktığımızda ekonomi yok, askeri haberlerle yıpratıyoruz, hükümetle uyum yok. Sizi uluslararası platformlarda destekleyecek, arkanızda süper güç yok. Buna rağmen bireylerin bireysel olarak ya da kurumsal olarak yaptığı bu eylemi Türkiye Cumhuriyeti hükümeti neden kendisine mal eder ya da kendisine mal olmasına göz yumar anlam veremiyorum. Bu olayın kısa vadede Türkiye’ nin prestijini artıracağı konusunda şüphe yok. Ancak one minute olayında olduğu gibi etkisi çabuk geçecek ve Türkiye halkına ekonomik anlamda, siyasi anlamda yararından fazla zararı olacağını dünya konjonktürünü ve dünya siyasetini takip eden herkes anlayabilir.
Bu topraklarda atalarımızın hüküm sürdüğü günlere bakarsak oralarda söz sahibi olmak Atlantik ötesindekilere göre onlardan daha çok söz sahibi olmamız tabi ki doğal… Ancak bunu yaparken çok ince hesap yapılması gerekir. Yerli yersiz çıkışlar yerine iyi hesaplanmış ve gücünüz nispetinde çıkışlar yapılması en doğru olanıdır tabi ki… Güçlünün karşısında kuyruğu kıstırıp beklemek olmaz ancak siz ülkeniz içindeki huzur ve güveni sağlamamışken, iç barışınızı bile sağlamamışken bu yumuşak karnınız durduğu sürece dünya siyasetinde söz sahibi olamazsınız. Nitekim Araplardan bile ortak kınama kararı çıkarılamadı, İranla takas anlaşması da sonuca ulaşamadı ve BM’ den yaptırım kararı çıktı. Kısa vadede one minute olayından sonra terör olaylarının tırmanması manidardır. ABD’nin Marmara gemisinde ölenler için soruşturma açılması konusunda istekli olmadığı görüldü ancak bir Amerikan vatandaşının gözünden yaralanmasıyla ilgili hemen soruşturma istediler. Daha önceleri uluslararası sıkıntılarında ( Ermeni soykırımı yalanı gibi )destekleyen İsrail desteğini çeker çekmez soykırım tasarısı teker teker kabul edilmeye başlandı. Babaannemin bana söylediği bir söz vardı; “akıl odur başa geleceği bilmeli, akıl odur kıranın (tepenin) arkasındakini görmeli”. Tepenin arkasındakini göremezsiniz ancak tahmin edebilirs
iniz. Başa geleceği bilemezsiniz ancak tahmin edebilirsiniz. Bu bağlamda Türk dış işleri acaba bu çıkışları yaparken gerekli araştırmaları yapmış mıdır veya sonuçları konusunda olayların nerelere varacağı konusunda hesapları var mıdır, sorgulanması gerekmektedir. Türkiye siyaseti eksen kaydırmış mıdır? Bence “evet” değişim vardır ve statüko yıkılmıştır. Olması gereken de budur ancak bunlar yapılırken toplumun bütün kesimleri uzlaşması gerekirken AKP iktidarı bunu sadece kendilerine maal etme çabasına girmişler. Bu da bu sürecin aksamasına yol açmıştır. Ülke milli bir duruş oluşturamamış en birlik beraberliğe ihtiyacımız olduğu kritik dönemde bölük pörçük bir duruş sergilenmiştir. En hayati önem taşıyan ulusal davalarımızda bile iç siyaset uğruna popülist davranışlar içine girilmiş. Ulusal güvenliğimiz tehlikeye sokulmuştur. Ancak ne mutludur ki daha önce bir takım badireler atlatmış Türkiye halkı yılların ve yaşanmış olayların verdiği tecrübeyle metanetini korumaktadır ve kışkırtmalara aldırmadan sıkıntılı dönemi atlatmaya çalışmaktadır. İnşallah hayırlısıyla ülkemiz bütün vatansever vatandaşlarıyla bu sıkıntılı dönemi kazasız belasız atlatması dileğiyle kalın sağlıcakla.