Siyasi partilerin genel merkezleri ve yetkili organları hafta sonunu kampta geçirdiler. Her ne kadar parti meclisi veya yönetiminin imzasını taşısa da, yegane seçici genel başkanlar tarafından belirlenerek, halkın onayına sunacak milletvekili aday listelerine son şekil verildi. İleri demokrasilerde aday belirleme sürecinde katımın sağlandığı; teşkilatların ve halkın katılımının olduğu önseçim, dar bölge sistemi veya tercih usulü oy kullanma tek karar verici benim anlayışıyla yetkilerini paylaşmak istemeyen genel başkanlar tarafından yine işletilmedi. Düşünebiliyor musunuz, milletvekili adayı olduğunuzu Yüksek Seçim Kurulu’na verilen listeden öğreniyorsunuz. Yani milletin vekilliği için, liderler dışında milletin kendisi bile sürece müdahil olamıyor. Bunun yanında sivil toplum kuruluşları katılımcı demokrasinin gereği kendi adaylarını bağımsız çıkararak herhangi bir tepkide bulunmadılar. Netice itibariyle, yetkeci liderler tarafından belirlenmiş olan adayları, 12 Haziran’da sandığa gidip paşa paşa onaylayacağız.
Gündemimiz seçim olunca, geçenlerde bir rüya gördüm. Seçimler yapılmış, yine AKPARTİ, MHP ve CHP barajı geçerek meclise girme hakkını elde etmiş. Ancak, Rüya bu olacak ya, Yüksek Seçim Kurulu tarafından AKPARTİ Giresun milletvekili kenara alınarak, yüz kişiden ikisinin oy verdiği bir aday temsilci olarak meclise davet ediliyor. Giresunlu şaşkınlık içersinde; olur mu böyle, haksızlık, zulüm bu, hani nerde halk iradesi, tecelli eden iradeye saygı gösterilecekti nidalarıyla sokakları inletiyordu. Uyandığımda bir süre kendime gelemedim. Hemen televizyonu açtım, şükür ki demokrasimiz yerindeydi.
Bu rüyayı Giresun’da halkın teveccühünü kazanmış bir dostla paylaştım. Beni dikkatle dinleyip bunda şaşıracak ne var. Senin ki bir rüya, ben sana bunun iktidar milletvekillerince Giresun’da gerçekleştirilmiş olanını anlatayım dedi ve başladı. Giresun Üniversitesi’nde geçtiğimiz haziranda bir rektörlük seçimi yapıldı. Sonrasında ne mi oldu? Seçim sonucuna göre sadece birinci, ikinci veya üçüncünün atanması değil, oy kullanan yüz öğretim üyesinden doksan sekizinin karşı olduğu aday, rektör adaylığından çekilmesine rağmen, öğretim üyelerinin iradeleri yok sayılarak iktidar milletvekillerinin kefaletiyle rektör vekili olarak Giresun’a davet edildi. Bu duruma halk iradesinin temsili kurumları olan gerek siyasi partilerimiz, gerekse Giresun’daki ve Giresun dışındaki sivil toplum kuruluşlarımız maalesef seyirci kalmışlardır.
İrade insana özgü bir kavramdır. Her fırsatta sadece lafını ettiğimiz demokrasilerde, korunması ve saygı duyulması gereken insani özelliklerdendir. Hani halk iradesine saygı duyulacaktı? Rağmenlerle yönetimi ele geçirip iktidar olanlar, daima tarihin tozlu sayfalarında yaptıkları kötülüklerle yer almışlardır. Arkadaşlar, Giresun hepimizin. Bu şehir kalkınacaksa üniversitesiyle kalkınacak. Üniversite bilim ve fenle, bilgiyle ve yetkin insanlarla yücelir. Ahbap çavuş ilişkisiyle değil. Rektörle traktörü, üniversiteyle enver ustayı ayırt edemeyenler şunu bilmelidirler ki, Giresun’un kalkınması için asli unsur olan Giresun Üniversitesi er veya geç lokomotif görevini üstlenecektir.
Kendi kaynaklarımız olan Fındığımız, yaylalarımız, demiryolumuz, havaalanımız, limanımız, üniversitemiz, organize olmakta güçlük çeksek te yetkin beyin gücümüz ve Giresunsporumuzla aydınlık günler bizleri beklemektedir.
Ali Zafer TOPŞİR