Yıldırım gibi patlak veren o kaset skandalının ürünü bir genel başkandan daha ne beklenirdi ki. 

Siyaset edebiyatı işe yaramayınca sözü edilen yapay rüzgâr, küfür karakteri konuşturularak estirilmeye çalışılıyor.  

Yazıklar olsun.  

Onlarca yazıklar olsun ama yetmez. 

Yüzlerce, binlerce yazıklar olsun.  

Benim adım Kemal. Bırakın parayı  pulu, ben küfrün de alasını bulur söylerim sloganını genel merkezin kapısına asmanız gerekiyor. 

Skandal bir kaset olayının ortaya çıkardığı batık SSK müdüründen ülkeyi çok daha iyi yerlere getireceğinin işaretini beklemek aptallık olurdu zaten. 

Devleti yönetme idealinin bir rengi, potansiyeli, birikimi, vizyonu, alt yapısı olmalı.  

Bu bir… 

Aksi halde bizim köyün delisi bile ben başbakan olmak istiyorum diye nara atar durur. 

Bu da iki… 

Siyaset, sadece yalan dolan söylemlerin, beş para etmez tutumların millete yutturulduğu yer değilmiş. 

Siyaset, aynı zamanda küfür performansının seçmene icra edildiği halk arenasıymış da haberimiz yokmuş. 

Ülke için hayati önem arzeden seçim sürecini küfre bulaştıran ağzı bozuklara, 

Gerçekten yazıklar olsun.  

Türk siyasetinin hastalığı olan düzeysizliği, seviyesizliği, saygısızlığı küfür icraatıyla kronikleştirmek ihanet uzantısıdır. 

Muhalefet partisinin ülkenin en büyük ve en güçlü iktidar alternatifi olduğu söylenir.  

Bu aziz millet küfürbazları  başbakan yapmadı, yapmaz. 

CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu bu gerçeğin neresindeler, doğrusu çok merak ediyorum.  

İki ay sonra sandık başına gidip oy kullanacağız.  

Başlayan seçim propagandasıyla birlikte CHP liderinin küfürbazlık politikasına şahit oluyoruz.  

Küfürbazlar, Türkiye’de ne zaman hükümet kurduracak çoğunluğa sahip oldular ki. 

Kesin ve net olan bir şey var. 

Bunların iktidar olma, başbakanlık yapma gibi dertleri yok. 

Bunlar işin kolayına alışmışlar.    

Muhalefet görevinin sadece Anayasa Mahkemesini çalıştırmaktan ibaret olmadığını bakalım ne zaman öğreneceksiniz. 

Zonguldak mitinginde önce küfrediyor, sonra yutkunmadan biz temiz siyaset getireceğiz diyorsun. 

Bu nasıl pişkinlik, bu nasıl genel başkanlık? 

Düzgün siyaset, halka hesap veren siyaset, küfürle aynı yerde olur mu be adam. 

Tam bir kaset skandalı liderisiniz.  

Kaset skandalı ve küfrün uyumlu ikili olmadığını kim iddia edebilir ki.  

Küfür, sırıtma, kıvırtma.  

Çok çirkinsiniz. 

Bu politikayla kendi kendinizin iktidarı  olma zincirini asla kıramayacaksınız.  

Hesap uzmanı kariyerinle SSK’yı  batırdın.  

Başbakanlığı götürecek elle tutulur hiçbir özelliğin yok.  

Genel başkanlığa siyasette başarılı olup kendini kabul ettirdiğin için gelmedin.  

O koltuğu kaset skandalına borçlusun.  

Dolayısıyla senden muhalefet partisini iktidara taşıma zaferi falan beklediğimiz yok.  

Ama senden küfürbazlık yaparak çocuklarımıza kötü örnek olmamanı talep ediyoruz. 

Oy almanın yolu ülke başbakanını küfür bombardımanına tutmaktan mı geçiyor, Tuncelili.  

Yaşam şekliniz, kültürünüz ve hatta inancınız yürütme organına saygısızlık yapmayı gerektirmez. 

Amacınız öyle tahmin ediyorum ki muhalefet lideri olarak başbakanlık koltuğuna oturmak. 

Yerine geçmeyi hedeflediğiniz başbakana saygı gösterirseniz, o makama geldiğinizde saygı görürsünüz.  

Ülkenin itibarını ayaklar altına alırsan o konuma geldiğinde çiğnenirsin. 

Bu noktada akıllı hareket edip eğer bir hata varsa onun çarelerini halka kabul ettirip yetkiyi icraatlarınla alacaksın. 

Ergenekon sanığı Mehmet Haberal için Türkiye’nin gururu diyorsun da, 

Bu profesörün sahtekâr, devleti dolandıran hırsız olduğunu unutuyorsun. 

Örgütçülük yapıyorsan cezanı  çekeceksin. Kanunsuzluk söz konusu ise yapanın kim olduğuna bakılmaz. 

Tutuklama kararından sonra sağa ve sola dönerse ölür diye kendine sahte kurul raporu aldıran, 

1996 yılında CHP’lilerin yardımıyla devletten aldığı krediyi geri ödemeyen,  

Bu işlem esnasında ve ilerleyen süreçte kendisine yardımcı olan CHP’lileri şirket bünyesine katan, 

Bir zat, Türkiye’nin gururu falan olamaz. 

Ama sizin milletvekili adayınız olabilir. Oldu da.  

Böyle bir adayın seçim bölgesinde küfür kültürünüze yol vermenizi inanılmaz derece anlamlı buluyorum.  

Sonuç itibariyle su testisi suyolunda kırıldı. 

Gerçekçi düşünce, tutarlı  politika yoksunu genel başkanların küfür ve argo kelimelerden başka söyleyecekleri pek fazla bir şey olmaz. 

İşin bizi üzen acı tarafı, bu iğrençliğin sergilendiği meydanlarda yapılan küfürlerin alkışlarla ödüllendirilmesi. 

Neye niçin el çırpıyorsun zavallı kardeşim. Parti genel başkanın ana aaa… düz gidiyor. 

Bu ve benzer mitinglerin özetini, ana fikrini şu iki cümleye sığdırmak pekâlâ mümkün. 

Böyle sürüye ancak böyle çoban lazım. Ya da, böyle çoban ancak böyle sürüleri güder. 

Çoban vardır tekeden süt sağar, çoban vardır keçiyi sütten eder.  

Radyo Televizyon Üst Kurumunu çirkin söylemler nedeniyle devreye sokacak bir seçin süreci ülkemize fayda sağlamaz. 

O halde neyin seçimini yapıyoruz ki… 

Osman ÜNAL