Bu bağlamda; yönetenlerin yönetimi çalışmalarında batı 17.yy beride yeryüzünde başarılı olmuştur. Her ne kadar 1990 başlarına kadar sürmüş olan komünizm anlayışı, batının tek imparator yönetiminin temel felsefesinin özü olan Kapitalizm den ayrı gibi görünse de komünizm de bir manastır hayatı anlayışından doğmuştur.Batı ,bu amacına bazen kölecilikle, bazen sömürgecilikle bazen de ‘’yönetenlerin yönetimi’’ anlayışıyla ulaşmaya çalışmış ve ulaşmıştır.
Hemen hemen 10 yıldır bölgemizde hiçbir ülkenin idarecisi değişmemiştir. Örneğin; İran da Ermenistan da Suriye de Irak da Gürcistan da, Ürdün de, Filistin de ve Rusya da yöneticiler değişmemektedir.Buda ABD’nin bölgemizde ne kadar güçlü olduğunu gösterir.Oysa yönetenlerin yönetimine sahip ABD’ nin 3-4 yıl önceki dış işleri bakanının adını hatırlayanımız pek yoktur.Hatta hiçbir kimse 2 dönemden fazla ABD’ye başkanlık yapamaz.
Sudan da Turabi islami bir değişim oluşturup yönetime geldiğinde çok insan sevinmişti.Ancak son günlerde hepimizin de gazetelerden okuduğu gibi; Sudan dan ayrılan yeni devletin topraklarını ABD şirketlerinin çok çok ucuz bedelle 50 yıllığına kiraladığını okuyunca, Filistinlilerin zamanında topraklarını Yahudilere sattığı aklıma geldi ve ‘yönetenlerin yönetiminde’ batılıların ne kadar başarılı olduklarını bir kere daha takdir ettim!
30 Haziran 1977’de Ankara’ya geldiğimizde bir arkadaşın odasında gördüğüm hareketli esmer bir genç dikkatimi çekmiş ve o arkadaşa bu kim diye sormuştum. Arkadaşta bana ‘bu genç doktora çalışması yapıyor ve ileride ABD bunu herhangi bir devlette üst görev için hazırlıyor’ demişti. Bu olaydan sonra herhangi bir etkin becerisi ve başarısı olmadan hızlı görev yükselişi gösterip, herhangi bir görevde etkin olarak uzun süre kalan parti başkanı, millet vekili genel müdür , danışman gibi görev adamlarının ya becerisine bakmışızdır veya kim için burada diye sorgulamışızdır.Öyle ya hızlıca Prof. Dekan, Rektör vs. olup gidiyorsun.Bu değirmenin suyu nereden geliyor! Eğer görevler başarıya endeksli olsaydı, 2009 krizini Türkiye ye az hissettiren ve olabildiğince başarılı olan , Merkez bankasının memuriyetinden başkanlığına kadar yükselen ve alçak gönüllülüğünü her zaman koruyan ,vatansever Anadolu evladı sayın Durmuş YILMAZ Bey hele hele bugünlere Merkez Bankasının başında dururdu.
Yönetenlerin başkalarının yönetiminden çıkıp, kendilerini ve kendi ülkelerini sorumluluk duyarak kendilerinin yönettiği ve dünya insanlarının ‘özgürlük anıtı’ olan Kabe’nin özgür ve güvenli yönetim anlayışına uygun yönetim anlayışındaki yöneticiler beklentisi umuduyla..
NOT: Gazetelerden Giresun havaalanının temelinin atıldığını öğrenmiş bulunmaktayım.Başta Sayın Başbakanımız olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür eder havaalanının Giresun ve Ordululara hayırlı olmasını diler saygılar sunarım…
Ali Zafer TOPŞİR