Bazı İşveren veya işveren vekilleri Çalışan işçisinin alın terini, çalışarak almaya hak kazandığı fazla mesai ve diğer kazancını gasp ederek beş yıl sonra mahkeme kanalıyla ödeme yolunu seçtiğini görüyorum ve bunu da bilinçli yaptığını düşünüyorum. Çünkü Çalışma hayatında bu tür alacak davalarını sıkça görmek mümkün.
Kanaatimce İşveren veya işveren vekilinin düşüncesi; nede olsa yargılama sonunda belirlenen meblağın yarısını ödemek var hem de en az beş yıl sonra, kim öle kim kala.
İşveren veya işveren vekilleri Hâkimin % 50 hakkaniyet indirimini işveren lehine kullandığını, sonuçlanan emsal davalardan bildiği için çalışanlara fazla mesai, TİS den ve yasalardan kaynaklanan hak edişlerini zamanında ödemiyor, neden ödesin ki zamanında ödese on lira ödeyecek mahkeme yoluyla ödese hem de beş yıl sonra beş lira yani yarı yarıya kar ederek ödeyecek.
Nede olsa Çalışanın yarısı işinden olmak korkusuyla mahkemeye gitmeye korkar, Geri kalanı da emekli olunca dava açar, onunda yarısı zaman aşımına uğrar, dava sonuçlansa da hâkim diğer davalarda olduğu gibi % 50 veya % 30 hakkaniyet indirimi uygular, işverende alın terinin yarısın öder olur biter görüşü işverende hâkimdir.
Soruyorum ey adalet dağıtanlar, yaptığınız yargılama sonunda bir işçinin çalıştığının karşılığı olan 10 TL ücret hak ettiğine delililerle kanat getirip kararınızı verdiğinizde, işçinin hakkı olan, alın teri olan, çocuğunun nafakası olan bu hak edişin neden Hakkaniyet indirimi kullanarak 5 Lirasının ödenmesine hem de hak ediş tarihinden üç beş yıl sonra karar veriyorsunuz? Sizce bu karar adil mi?