Geçtiğimiz günlerde Saadet Partisi’nin davetlisi olarak Giresun’umuzdaydım. Yaklaşan yerel seçimlerle ilgili hemşerilerimizin kente ait beklentilerini birlikte gözlemleme fırsatı bulduk. Kentlisi, köylüsü, esnafı, çiftçisi, akademisyeni, bürokratıyla –hepimizin- gerçekleştirildiğinde kentimizi bir yeryüzü cennetine dönüştürecek hayalleri var. Giresun’umuz; doğası, tarihi, kültürü ve toplumuyla bir dünya kenti olmayı hak ediyor. Bunu gerçekleştirebilmek için kentliliğin bir yaşam biçimi haline gelmesi gerekmektedir. Herkese kendini Giresun’a ait olduğunu hissettirmeliyiz. İnsanların, kentlerin olumsuz yaşam kalıplarıyla oluşan yalnızlıktan kendilerini kurtarabileceği hem fiziksel hem de sosyal olarak güvende hissedebileceği bir Giresun. Parkları, sosyal ve spor tesisleri, toplum-aile yaşam ve gençlik merkezleri, sanatsal ve kültürel faaliyetleriyle hemşerilerimizin düzeyli etkileşim içine girdiği bir Giresun. Kadınların, çocukların, gençlerin, yaşlıların, emeklilerin ve engellilerin kentin sokaklarında, parklarında ve diğer mekanlarında rahat edebileceği bir Giresun. Ulaşımı, altyapısı, suyu, sağlık ve çevre hizmetleriyle 7/24 hemşerilerimizin ihtiyaçlarının kesintisiz karşılandığı bir Giresun. Aktif kentliliği önceleyen, kentle ilgili kararlarda herkesin talebinin dikkate alındığı, katılımcı bir Giresun. Karadeniz hattında seyahat edenlerin mola vermeden geçemedikleri, yerli yabancı ziyaretçilerin akınına uğradığı, ulusal ve uluslararası kültür- sanat festivallerinin yapıldığı, bilimsel kongre ve toplantıların vazgeçilmezi, gurbetçi hemşerilerimizin dönmek için can attıkları, tatillerinin vazgeçilmezi bir Giresun. Kültür ve tabiat varlıklarının özenle korunduğu, kişisel çıkarlara ve rantlara feda edilmediği bir Giresun. Fındığın başkenti ve ürettiğimiz çikolatanın bir dünya markası haline getirildiği bir Giresun. Güler yüzü olan bir belediyecilik anlayışıyla projelerin üretildiği ve uygulamaya konulduğu bir Giresun. Belediyeciliğin sadece yol, kaldırım, kanalizasyon ve çöp hizmetleriyle sınırlı olmadığı, insanları yaşadığı kentle bütünleştiren hizmetler bütünüyle bir Giresun. Her şeyimiz olmasına rağmen, Karadeniz’in incisi olan Giresun’umuz maalesef koskoca bir köyü andırıyor. Çarpık kentleşme, itfaiyenin bile giremediği dar sokaklar, keşmekeş trafik, araçları park edecek bir otoparkın olmaması, park, yeşil alan ve diğer rekreasyon alanlarının bulunmaması, yağışlı iklime rağmen kapalı Pazar yerlerinin olmaması, çöp ayıklama işinin martılara havale edilmesi(!), yetersiz ulaşım... Tarihimizle, kültürümüzle, coğrafyamızla, toplumumuzla, sosyal sermayemizle başka kentlerden geri kalan yanımız yok. Bugün Giresun’umuzun geri kalmasının nedeni belediyecilikle ilgili bilgi eksikliği ve yönetim zaafından kaynaklanmaktadır. Oysa çözüm var: Giresun’umuzun ve Giresunluların çıkarlarını birinci planda tutacak bir iradeye ihtiyaç var. Şeffaflık, katılımcılık, işbirliği, demokrasi, paylaşımcı, denetlenebilir, hesap verebilir, ” çocuk ve çevre dostu bir kent ” ilkelerini temel referans alan bir irade. Giresun’umuza ait bütün bu hayallerimiz ve hedeflerimiz; kimseyi dışlamayan, herkesi kente dahil eden, kişisel çıkarlar yerine kentin ve toplumun çıkarlarını gözeten , çağdaş dünya kentlerini etüd eden, uygun modelleri Giresun’a uyarlayan, çoğunlukçu olmayıp çoğulcu olan, tek sesin değil, herkesin sesi olan bir belediyecilik anlayışıyla mümkündür. Bütün bu hayallerimizi birlikte gerçekleştirebiliriz.
Ali Zafer TOPŞİR Not: Giresun halkının göstermiş olduğu teveccühe sonsuz şükranlarımı arz eder, minnettar olduğumu bildiririm.